Examples of using "Preguntaba" in a sentence and their turkish translations:
ve sürekli kendime soruyordum:
Tom aynı şeyi merak ediyordu.
- Bana yardım edip edemeyeceğini merak ediyordum.
- Bana yardım eder misin?
Eğer yardıma ihtiyacınız varsa diye sordum.
Bunun ne kadar süreni alacağını merak ettim.
Tom'un nasıl olduğunu merak ediyordum.
Ama orada insanlar bana,
Neden erken geldiğini merak ediyordum.
Tom Mary'nin ne zaman varacağını merak etti.
Tom Mary'nin ne kadar çektiğini merak etti.
Bana bir iyilik yapıp yapamayacağını merak ediyordum.
Tom Mary'nin neden kızgın olduğunu merak ediyordu.
Çantasını nerede kaybettiğini merak etti.
Tom Mary'nin ne yapmayı planladığını merak ediyordu.
O, onun onu neden yaptığını merak etti.
Tom Mary'nin burada ne yaptığını merak etti.
tüm bunlar ne anlama geliyor?
O, onun onu neden yaptığını merak etti.
Bana bir iyilik daha yapabilip yapamayacağını merak ediyordum.
Konserin saat kaçta başlayacağını merak ediyordum.
Tom Mary'nin onu öpüp öpmeyeceğini merak etti.
Tom Mary'nin boyunun ne kadar olduğunu merak etti.
Tom Mary'nin ne kadar bagaj almayı planladığını merak etti.
Kendime “ne yaptım ben? Nerede yanlış yaptım?” diyordum.
- Tom Mary'nin niçin çok kızgın olduğunu merak etti.
- Tom Mary'nin neden bu kadar kızgın olduğunu merak ediyordu.
Tom niçin herkesin ona baktığını merak ediyordu.
Tom karısının onu neden terk ettiğimi merak ediyordu.
Tom Mary'nin John'a ne söyleyeceğini merak ediyordu.
İnsanların neden bana baktıklarını merak ettim.
Tom Mary'nin niçin o kadar geç kaldığını merak etti.
Tom Mary'nin kaç kez tutuklandığını merak ediyordu.
Tom Mary'nin kaç çift ayakkabısı olduğunu merak etti.
Tom Mary'yi ne kadar beklemek zorunda kalacağını merak etti.
Tom nehrin ne kadar derin olduğunu merak etti.
Dünyada nasıl bir fark yaratabileceğimi merak ediyordum.
Tom Boston'da yaşamak için bir yer bulup bulamayacağını merak ediyordu.
Tom Mary'nin söylediğinin doğru olup olmadığını merak ediyordu.
Tom Mary'nin havaalanına kimi götürdüğünü merak etti.
Tom Mary'nin aklında ne olduğunu merak etti.
Tom Mary'nin mutfakta ne yaptığını merak etti.
Tom Mary'nin ne kadar kısa sürede akşam yemeğini hazırlayacağını merak etti.
Tom kaç kişinin daha asansöre sığabileceğini merak etti.
Sadece, Tom'un Mary'ye âşık olup olmadığını merak ediyordum.
Fakat bilhassa onun adının ne olduğunu merak ediyordu.
Tom'un neden bizimle balık avlamaktan hoşlanmıyor gibi görünmediğini merak ettim.
Tom Mary'nin hafta sonunu nerede geçirdiğini merak etti.
Tom Mary'nin neden John'dan hoşlanmadığını merak ediyordu.
Ben sadece arabamı yıkatmanın ve cilalatmanın kaça mal olacağını merak ediyordum.
Tom eski kamyonuna ne olduğunu merak etti.
Tom kışı geçirmek için yeterli yakacak odunu olup olmadığını merak etti.
Tom Mary'nin kendinden geçmeden önce ne kadar tekila içebileceğini merak etti.
Tom işi bitirmenin Mary'nin ne kadar zamanını alacağını merak etti.
fakat anne ve babasının neden hareket etmediğini merak ediyor.
Tom Boston'da bir iş bulmanın ne kadar zor olabileceğini merak etti.
Merak ediyordum, bu akşam benimle bir filme gitmek ister misin?
Tom Mary'nin hafta sonunu nerede geçirdiğini merak etti.
Tom Mary'nin yasayla kaç kez başının belaya girdiğini merak ediyordu.
Tom Mary'nin niçin konuştuğundan daha iyi İngilizce konuşamadığını merak etti.
Sizden üç yüz dolar ödünç alıp alamayacağımı merak ediyordum. Gelecek pazartesi size geri ödeyebilirim.
Tom parti için hazırlanmasının Mary'nin kaç saatini aldığını merak etti.
Tom onun otobüs durağına kadar koşmasının kaç dakika alacağını merak etti.
Tom Mary'nin buzdolabındaki sütü ne zaman satın aldığını merak etti.
Bir cevap almadığım için, benim postamın sana teslim edilip edilmediğini merak ediyorum.
Tom Amerika'daki birçok insanın niçin beyzbolun futboldan daha ilginç olduğunu düşündüklerini merak etti.
Tom tüm cümlelerin sonuna doğru onu bu kadar çekenin ne olduğunu merak ediyordu, ve düşündü: "Bana gel, Mary!"
Tom Mary'ye sonunda onu yapmadan önce kaç kez odasını temizlemesini söylemek zorunda kaldığını merak etti.
Bugün gelip gelmeyeceğinizi merak ediyordum.