Translation of "Podrías" in Turkish

0.039 sec.

Examples of using "Podrías" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Podrías describirles?
- ¿Podrías describirlos?

Onları tarif edebilir misin?

- ¿Podrías repetir eso?
- Podrías repetir eso?

Tekrar eder misiniz?

- ¿Podrías venir aquí?
- ¿Podrías venir acá?

Lütfen buraya gelir misiniz?

- ¿Podrías ayudarme?
- ¿Podrías por favor ayudarme?

Lütfen bana yardım edebilir misiniz?

¿Podrías leerlo?

Onu okur musun?

¿Podrías dárselo?

Lütfen bunu ona verir misin?

¿Podrías ayudarme?

Bana yardım eder misin?

Podrías intentarlo.

Deneyebilirsin.

¿Podrías callarte?

Çeneni kapatır mısın?

- ¿Podrías hacerme eso?
- ¿Podrías hacer eso por mí?

Onu benim için yapar mısın?

- ¿Podrías repetir eso?
- ¿Podrías decir eso de nuevo?

Onu tekrar söyler misiniz?

Podrías recibirlo gratis.

Onu parasız alabilirsiniz.

Me podrías ayudar.

- Bana yardım edebilirdin.
- Bana yardım edebilirsin.

Podrías leer más.

Daha çok okumalısın.

Podrías habérmelo dicho.

Bana söyleyebilirdin.

Podrías haberme preguntado.

Bana sorabilirdin.

Podrías hacerte daño.

Kendini incitebilirdin.

¿Podrías enseñarme francés?

Bana Fransızca öğretebilir misin?

- No podrías estar más equivocado.
- No podrías estar más equivocada.

Sen daha hatalı olamazdın.

¿Podrías prestarme el libro?

Bana kitabı ödünç verir misiniz?

¿Podrías cerrar la puerta?

Kapıyı kapatır mısınız?

¿Podrías recomendarme otro hotel?

Başka bir otel tavsiye eder misiniz?

¿Podrías hacerme un descuento?

Bana bir indirim yapar mısın?

¿Podrías oprimir este botón?

Bu düğmeye basar mısınız?

¿Podrías dibujarme un mapa?

Benim için bir harita çizer misin?

¿Podrías esperar un segundo?

Bir saniye bekler misin?

¿Podrías hablarme más despacio?

Daha yavaş konuşabilir misin, lütfen?

Podrías haber sido feliz.

Sen mutlu olabilirdin.

Pensé que podrías ayudarme.

Bana yardım edebileceğini düşündüm.

Pensé que podrías ayudar

Yardım edebileceğini düşündüm.

Nos podrías dejar ir.

Gitmemize izin verebilirdin.

¿Podrías apagar el televisor?

TV'yi kapatır mısınız?

Sabía que podrías hacerlo.

Bunu yapabileceğinizi biliyordum.

¿Podrías venir ahora mismo?

Şimdi uğrayabilir misin?

¿Podrías cerrar la ventana?

Pencereyi kapatır mısın?

¿Podrías levantarte, por favor?

Ayağa kalkar mısınız, lütfen?

¿Podrías colgar la ropa?

Çamaşırı asar mısın?

Podrías haber dicho algo.

Bir şey söyleyebilirdin.

Podrías estar en peligro.

Tehlikede olabilirdin.

Podrías preguntarle a Tom.

Tom'a sorabilirsin.

¿Podrías ayudarme diez minutos?

On dakika bana yardım eder misiniz?

¿Podrías dejar de hablar?

Konuşmayı bırak, tamam mı?

¿Podrías calentar este plato?

Bu yemeği ısıtır mısınız?

¿Podrías enseñarme el campus?

Bana kampüsü gösterir misin?

¿Podrías ser más específico?

Biraz daha açık olur musun?

¿Podrías llamarme más tarde?

Beni daha sonra arar mısınız?

¿Podrías lavarme la ropa?

Kıyafetlerimi yıkar mısın?

Tú podrías resultar lastimado.

Siz yaralanabilirsiniz.

¿Podrías pasear al perro?

Köpeği gezdirir misin?

¿Podrías recogerme en la estación?

Beni istasyondan alır mısın?

Podrías sentarte en la silla.

Sandalyede oturabilirsin.

¿Me podrías prestar tu lapicero?

Bana dolma kalemini ödünç verir misin?

¿Podrías averiguar cómo llegar ahí?

Oraya nasıl gideceğini öğrenir misin?

¿Me podrías traer una cobija?

Bana bir battaniye getirir misin?

¿Podrías venir a verme mañana?

Yarın beni görmeye gelebilir misin?

¿Me podrías ayudar, por favor?

Bana yardım eder misin, lütfen?

¿Podrías hacer esto por mí?

Benim yerime bunu yapar mısın?

¿Podrías dejar de interrumpirme constantemente?

Lütfen sık sık sözümü kesmekten kaçınır mısınız!

Me preguntaba si podrías ayudarme.

- Bana yardım edip edemeyeceğini merak ediyordum.
- Bana yardım eder misin?

Podrías haber dicho la verdad.

Doğruyu söyleyebilirdin.

¿Podrías leer esto por mí?

Bunu benim için okur musun?

- ¿Te podés callar?
- ¿Podrías callarte?

Susar mısın?

¿Podrías por favor venir aquí?

Lütfen buraya gelir misiniz?

Pensé que podrías estar sediento.

Susamış olabileceğini düşündüm.

¿Podrías apartarte de mi camino?

Lütfen yolumdan çıkar mısın?

Podrías al menos decir "gracias".

Hiç olmazsa teşekkür ederim diyebilirsin.

Necesito saber si podrías ayudar.

Yardım edebilip edemeyeceğini bilmem gerekiyor.

Me pregunto si podrías ayudarme.

Bana yardım edebilip edemeyeceğini merak ediyorum.

¿Podrías venir a mi habitación?

Benim konutuma gelebilir misin?

Tú quizás podrías tener suerte.

Şanslı olabilirsin.

¿Podrías cuidar de los niños?

Lütfen çocuklara bakar mısın?

Tú podrías recibir un disparo.

Sen vurulabilirsin.

¿Podrías mandarme una foto tuya?

Bana senin bir resmini gönderebilir misin?

¿Podrías enviarlo por correo electrónico?

Onu e-posta ile gönderebilir misiniz?

¿Podrías anotar eso, por favor?

Onu yazar mısın, lütfen?

Podrías intentarlo por lo menos.

- En azından deneyebilirdin.
- En azından deneyebilirdiniz.

¿Podrías esperar aquí un momento?

Bir süre burada bekler misin?

- ¿Podrías ayudarme?
- ¿Podría usted ayudarme?

Bana yardımcı olabilir misiniz?

¿Podrías acompañarme para un paseo?

Bir yürüyüş için bana katılır mısın?

También podrías decírselo de antemano.

- Siz de ona önceden diyebilirsiniz.
- Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz.
- Onu ona peşinen söylemenizde hiçbir sakınca yok.

¿Acaso te lo podrías imaginar?

Onu hayal edemezsiniz, değil mi?

¿Me podrías prestar tu lápiz?

Bana kalemini ödünç verir misin?

¿Me podrías prestar tu diccionario?

Sözlüğünüzü bana ödünç verir misiniz?

Sin agua podrías no vivir.

Susuz yaşayamazsın.

¿Podrías dejar de causar problemas?

Sorun yaratmayı keser misin?

Podrías hacer eso si quisieras.

İstersen onu yapabilirsin.

- ¿Podrías decirme porqué la amas?
- ¿Podrías, por favor, decirme por qué la amas?

Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin?

- ¿Puedes enseñarme a pelear?
- ¿Me podrías enseñar cómo pelear?
- ¿Me podrías enseñar a pelear?

Bana dövüşmeyi öğretebilir misin?

- ¿Me podrías dar una taza de azúcar?
- ¿Me podrías prestar una taza de azúcar?

Bir bardak şeker ödünç alabilir miyim?

¿Podrías cuidar del bebé un rato?

Bir süreliğine bebekle ilgilenir misiniz?

- Podrías haberlo hecho.
- Podríais haberlo hecho.

Onu yapabilirdin.

¿Podrías abrir la ventana por favor?

Lütfen pencereyi açar mısın?

¿Podrías bajar un poco el precio?

Fiyatı biraz düşürür müsün?

¿Lo podrías explicar con más detalle?

Onu daha ayrıntılı olarak açıklayabilir misiniz?