Examples of using "Polvo" in a sentence and their turkish translations:
Toza alerjim var.
Ve tozlu.
Toz kaldırmayın!
Tom garip.
Tozu süpürmemiz gerekir.
Toz olduğunu unutma.
- Polene karşı alerjim var.
- Polen alerjim var.
Gözlerimde biraz toz var.
Kitaplar tozla kaplı.
hâlâ çok güzel bir toz katmanına ulaşıyorum!
Toprak tozu, yazı masasının üstünü kaplar.
Onda toz alerjisi var.
Biz bitkiniz.
O, tamamen tozla kaplıydı.
Tom'un toza alerjisi var.
Masada toz var.
Her şey tozla kaplıdır.
Lastikleriniz tamamen yıpranmış.
Çok yoruldum.
Makine tozla kaplıydı.
Oda tozla kaplıdır.
Burada her şey tozla kaplı.
Rafın tozunu temizleyin.
- Sıra tozla kaplı.
- Masa tozla kaplı.
Yolculuktan sonra, kendimizi çok yorgun hissettik.
Zemin tozla kaplıydı.
Çimento gri bir tozdur.
bir toz bir gaz olarak görülüyor
Araba toz bulutu kaldırdı.
Masanın üstünde toz birikmiş.
Tüm mobilya tozla kaplıydı.
Onun, ev tozuna alerjisi var.
Boş ev toz doluydu.
Masanın üstünde toz birikmiş.
Pentagon akıllı toz denen,
yıldızlar arası toz bulutlarında karmaşık organik moleküller,
- Mobilya tozluydu.
- Mobilyalar tozluydu.
Merdiven toz ve pas ile kaplıydı.
Muhtemelen polen veya toza alerjin var.
Zemindeki tozu bir elektrik süpürgesi ile emdi.
- Polene alerjim var.
- Polen alerjim var.
Jack paltosunun tozunu fırçaladı.
Bu makineyi tozdan uzak tutmalısınız.
Tom eski lambaların tozunu aldı.
onlar bilmeden insanların üzerine saçıp
leblebi tozlarını o kokulu silgileri bir hatırlayın
Çamaşırlarımı toz deterjanla yıkayacağım.
Birleşik Devletler'de öğrenciler toz toprak içinde oturmak zorunda değiller.
insan olarak değerli olmadığımızı
Boğazımda gıcık var.
Vantilatör pervanelerinin üzerinde bir ton toz var.
Ya da atmosferdeki tuzu, dumanı ve tozu
Bu keki yapmak için kabartma tozu ve tuzsuz tereyağına ihtiyacın var.
Oda havada yüzen toz zerrelerinin dışında boş.
Tom'un bir ayağı çukurda.
Tom'un ebeveynleri harap edildi.
Tom aylardır klavyesini temizlememişti, ve o tozla, gıda parçalarıyla ve Allah bilir başka neyle dolmuştu.