Examples of using "Metió" in a sentence and their turkish translations:
Tom gaf yaptı.
O, bizim konuşmamızı kesti.
O, onun başını belaya soktu.
Tom taksiye bindi.
Tom arabasına bindi.
Tom yatağa girdi.
Tom arabaya bindi.
O, aceleyle arabasına bindi.
Kitabı çantasına sıkıştırdı.
Ben ellerini ceplerine koydu.
O, anahtarı kilide soktu.
Mendili cebine koydu.
Tom videoya bir kaset koydu.
Tom arabaya binmedi.
Tom anahtarı cebine koydu.
Çocuk elini cebine koydu.
O ellerini ceplerine koydu.
Benden önce suya gitti.
Tom erkek kardeşi ile kavga etti.
Tom'un gözlerinde sabun var.
İlk etapta benim başımı belaya sokan sensin.
Biz yokken eve hırsız girmiş.
Onun hamile olup olmadığını sorduğunda pot kırdı.
Kuzenim Tanrı'nın çağrısını kabul etti ve rahip oldu.
- Tom arabasına bindi.
- Tom kendi arabasına bindi.
Tom gözlüğünü çıkardı ve onu cebine koydu.
Tom kazağını çıkardı ve onu dolabına koydu.
Mary ayak parmaklarını sıcak kuma gömdü.
Tom elbiselerini çıkardı ve duşa girdi.
Tom koltuğu ayarladı, anahtarı taktı, ve sonra uzaklaştı.
- Patronu gerçeği öğrendiğinde, yalan onun başını derde soktu.
- Patronu gerçeği öğrendiğinde yalan onun başını belaya soktu.
Gözlerimde biraz toz var.
Dün gece biri evimin yanındaki küçük dükkana zorla girdi.
Şifreyi üç kez hatalı girince hesabı bloke oldu.
Tom arabaya bindi ve motoru çalıştırdı.
Oğlan bir avuç yer fıstığı topladı ve onları küçük bir kutuya koydu.
Tom kirli elbiselerini çıkardı ve onları doğrudan çamaşır makinesine koydu.
Parayı cebine soktu.
O, anahtarı cebine koydu.
Tom anahtarlarını cebine koydu.
Sekreter mektubu bir zarfa yerleştirdi.
Kuş kafasını suya daldırdı.
Tom Mary'nin hastane odasına bir şişe viski kaçırdı
Tom Mary'nin arabasına zorla girdi ve sürücü koltuğunun altında gizli olan şeyi çaldı.