Translation of "Piense" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Piense" in a sentence and their turkish translations:

Y quizás Ud. piense:

Belki şöyle diyorsunuz,

No piense ahora en eso.

- Onu şimdi düşünme.
- Onu şimdi düşünmeyin.

¿Creen que ella aún piense en mí?

Sence o hala beni düşünüyor mudur?

¿Crees que él aún piense en mí?

Sence hâlâ beni düşünüyor mudur?

¿A quién le importa qué piense Tom?

Tom'un ne düşündüğü kimin umurunda?

No me interesa lo que Tom piense.

Tom'un ne düşündüğü umurumda değil.

¿Te importa lo que otra gente piense?

Diğer insanların ne düşündüğünü umursuyor musun?

Tom quizás no piense que esto sea gracioso.

Tom bunun eğlenceli olduğunu düşünmeyebilir.

- ¡Piense en su familia!
- ¡Piensa en tu familia!

Aileni düşün.

¿Acaso te importa lo que otra gente piense?

Başkalarının ne düşündüğü sizin için önemli mi?

A nadie le importa lo que ella piense.

- Hiç kimse onun ne düşündüğüne önem vermez.
- Ne düşündüğü kimsenin umurunda değil.

A nadie le importa lo que piense Tom.

Tom'un ne düşündüğünü kimsenin umurunda değil.

No quieres que nadie piense que eres un incapaz.

Kimsenin akıllı olmadığımı düşünmesini istemiyorum.

Piense en un aeropuerto y todos los negocios relacionados.

Bir hava alanı ve onunla bağlantılı bütün işleri düşünün.

No quiero que Tom piense que algo anda mal.

Tom'un bir şeyin yanlış olduğunu düşünmesini istemiyorum.

Por favor ahora no piense en un elefante rosa.

Lütfen şu anda pembe bir fili düşünme.

¿Te importa lo que otra gente piense de ti?

Diğer insanların senin hakkında ne düşündüğünü umursar mısın?

Sea usted generoso, no piense solamente en sus defectos.

Cömert ol; sadece hatalarını düşünme.

Puede que Tom piense que no vamos a ir.

Tom gelmediğimizi düşünebilir.

Quiero que Tom piense que es más listo que nosotros.

Tom'un onun bizden daha akıllı olduğunu düşünmesini istiyorum.

Piense en el tamaño de la estructura ahora para la hormiga

yapılan yapının büyüklüğünü bir düşünün şimdi karınca için

¡No puedes esperar de mí que yo siempre piense en todo!

Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.

No pasa un día en el que no piense en él.

Onu düşünmediğim bir günüm yok.

Pero nadie piense que el Uruguay va a ser un país turístico

Ama Uruguay'ın, turistlerin kafayı bulmak için ziyaret edeceği

Tan solo no quiero que la gente piense que no soy sociable.

Ben sadece insanlara sosyal olmadığımı düşündürmek istemiyorum.

No me importa lo que piense, señor. Mis pensamientos particulares nunca cambiaron.

Sizin ne düşündüğünüz beni alakadar etmez bayım. Benim kendime has düşüncelerim hiçbir zaman değişmedi.

Por favor, no piense que las personas que no conocen una ciencia saben que saben algo.

Lütfen bilimin b sini bilmeyen insanlar bir şeyler bildiğini zannedip konuşmasın ya

Todo lo que necesitas es un pequeño juego de manos en tú contabilidad para hacer que la gente piense que tu empresa es rentable.

İnsanlara şirketinin kazançlı olduğunu düşündürmek için tek ihtiyacın olan şey muhasebende küçük bir el çabukluğu.

- A Tom no le importa lo que la gente piense de él.
- Tom no hace caso de lo que piensa la gente de él.
- A Tom lo tiene sin cuidado lo que se piensa de él.

Tom, insanların onun hakkındaki düşüncelerini önemsemez.