Examples of using "Partes" in a sentence and their turkish translations:
3 eşit parçaya bölüyor.
bu kısımları bilmeden bu kısımları size anlattığımda
Her yeri kontrol ettim.
Her yer temizlenecek.
Biz zengin fakir onu aradık.
Önce, her iki tarafı dinlemeliyim.
Her yerde çiçekler vardı.
Her yerde kan vardı.
Allah her yerde.
- İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
- İngiltere'nin birçok kısmını ziyaret ettim.
Biz her yerde sorunla karşılaştık.
Böcekler her yerdeler.
Her yerde yağmur yağıyor.
(Üç vuruş sesi)
Dünya genelinde, muazzam kaynaklarla
Bakteriler her yerdedir.
Okyanusun büyük bölümü kirli.
Biz her yerde seni arıyoruz.
Polisler her yerdeler.
O çok gezer.
Beyninizin bazı bölgeleri aktifleşti.
boyalar soyulmuştu, her yerde çatlaklar vardı.
Ben büyürken etrafımızda her yerdeydi.
Sınav iki bölüme ayrıldı.
Onu her yerde arıyorum.
Bu doğruyu yirmi eşit parçaya bölünüz.
Bütün, parçalardan daha değerlidir.
İnce bağırsak üç bölümden oluşmaktadır.
Bu kitap dört bölüme ayrılmıştır.
Her iki taraf savaşa karşı çıktı.
Yağmura her yerde ihtiyaç duyulur.
farklı beyin hücreleri labirentin farklı kısımlarını kodlardı.
işin kolay ve güvenli kısımlarına dâhil oluyor
uzay boşluğundaki geri kalan parçalar ise itildi
Biz bir çok ürünü dünyanın bir çok yerinden alıyoruz
Google,Google,Google yahu her yerde duyuyoruz
Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın.
Annem pastayı sekiz parçaya böldü.
Lütfen pizzayı üç parçaya kesin.
İnsanlar dünyanın her yerinde yaşıyorlar.
- Lütfen pizzayı üç parçaya bölün.
- Lütfen pizzayı üç parçaya ayırın.
- Anne pastayı üç parçaya böldü.
- Annem pastayı üç parçaya böldü.
Bu şehrin bazı kısımları çok çirkin.
Japon turistler her yerde bulunabilirler.
İki taraf nihayet bir uzlaşma üzerinde anlaştılar.
Tom pastayı üç eşit parçaya böldü.
Cep telefonları artık her yerde vardır.
nefes verme sırasında büzülen;
Toplumsal cinsiyet ayrımları nereye gitsem karşıma çıkıyor.
Yükselip alçalan, dalgalı şeyleri ve nasıl etkileşimde
Her yer karanlık olduğu için herhangi bir şey göremiyorum.
İngilizce dünyanın her yerinde kullanılır.
Pirinç Dünyanın birçok yerinde yetişir.
İngilizce dünyanın birçok yerinde konuşulur.
Onu her yerde aradım ama bulamadım.
Her yere baktım, ancak onu bulamıyorum.
- Her yere baktık.
- Biz her yere baktık.
Şekil yedi motorun bütün parçalarını göstermektedir.
İnsanoğlu dünyanın her yerinde yaşıyor.
Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur.
Biz sadece dünyada daha önce görülmüş yerleri paylaşmıyoruz
Onlar ülkenin her yanında topluluk kurucuları.
tüm paydaşları birlikte çalışmak üzere bir araya getirmek.
Zorlu ve yorucu kısımlar bile kolaylıkla geçti.
sadece her odada değil,
kıtanın içerisinde parçalanan kısımlara ise biz levha diyoruz
Her iki taraf ertesi günü savaş.
Her yere gidebilirsiniz.
Her yere baktım ama cüzdanımı bulamıyorum.
Tom'u bulamıyorum. Her yere baktım.
Bir defa savaş patlak verdi mi, her iki taraf da hatalıdır.
Bütün, parçaların toplamından daha büyüktür.
Birçok yerde, doğa insan faaliyeti tarafından tehdit edilir.
Tom Japonya'yı ziyaret ettiğinde her yerde otomat gördü.
Yine de renkler her yerde ve görüş ile algımızı etkiliyorlar.
bir birey olarak oluşturduğumuz zengin resmin sadece parçalarıdır
Tembel hayvanların gizli silahı dört bölmeli bir mide
Ders iki bölümden oluşuyor; biri teorik, diğeri pratik.
Tüm evler sallanıyordu ve her yerde alarmlar çalıyordu.
- Ölü Deniz yaşıyor: dünyanın her köşesinden turist çekiyor.
- Lut Gölü yaşıyor: dünyanın her köşesinden turist çekiyor.
Pek çok alanda, az yiyecek vardı ve halk açtı.
Tom, Mary'ye bir şey olabileceğinden endişeleniyordu.
ellerimiz, parmaklarımız ve giysinin bir parçası betimlenmiş.
Her şeyin birbiriyle bağlantılı olmasının güzelliğinden zevk almak için
Biz bir yere cup diye atladık ve her yerde örücüleri bulduk.
Dünya geneli 8 bin kişi beyaz listemde.
İOS, Android ve Windows hiç fark etmiyor her yerde çalışıyor bu program
oort bulutunun iç kısımlarına bile ulaşamadan
Tüm dünyadan pul topluyoruz.
Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!
Fransızca Fransa'nın yanı sıra İtalya bölgelerinde konuşulur.
Fransızca Fransa'da ve İtalya'nın bazı bölgelerinde konuşulur.
Tom, Mary'ye tapıyor ve onun gittiği her yerde onu takip ediyor.
büyük ihtimalle Chicago'nun aynı yoksul Güney ve Batı Yakası'ndan geliyorlardı.
seks ve vücut bölümleri hakkında konuşmayı öğretirsek,
o hâlde dünya genelindeki insanlarla ortak bir noktanız var.
Polis her yere baktı ve Tom'la ilgili hiçbir iz bulamadı.