Examples of using "Miró" in a sentence and their turkish translations:
O bana baktı.
Bana öylece baktı.
Tom baktı.
Adam bana baktı.
Askere baktı
O etrafına bakındı.
O bana baktı.
O, şaşkınlıkla bana baktı.
O, ona baktı.
O sadece bana baktı.
O bana baktı ve gülümsedi.
Onun bana nasıl baktığını gördün mü?
Aynadaki yansımasına tekrar baktı.
Bana kızgınca baktı.
Bana baktı ve havladı.
O, gökyüzüne baktı.
O ona öfkeyle baktı.
Tom yere baktı.
Tom, Mary'ye baktı.
Tom saatine baktı.
O geriye baktı.
Gözlerini bana dikti.
Adam bana baktı.
Gökyüzüne baktı.
O şaşkınlık içinde baktı.
Tom sözlükte aradı.
Tom bir fare gördü.
Amy gülümseyerek bana baktı.
Pencereden baktı.
Aynada kendine baktı.
Tom gittiği yere bakmıyordu.
O, ona nefretle baktı.
Tom asla arkasına bakmadı.
Meg bana bakmadı bile.
O şaşkınlıkla etrafına bakındı.
O, bana üzüntülü şekilde baktı.
O bütün etrafına bakındı.
O bana baktı ve gülümsedi.
O bana baktı ve güldü.
O, bakışlarını çevirdi.
- O, ona nefretle baktı.
- O ona nefretle bakıyordu.
Tom Mary'ye endişeli şekilde baktı.
Köpek suyu inceledi.
Omzunun üzerinden arkasına baktı.
O onun gözlerine baktı.
Kadın bize dik dik baktı.
Tom Mary'ye kaşlarını çattı.
Genç adama utanarak baktı.
O, mikroskoptan baktı.
O, ona öfkeyle baktı.
Agnès kahverengi teknelere baktı.
Tom, Mary'ye baktı.
O, tavana baktı.
Tom ellerine baktı.
O sola ve sağa baktı.
O, doğrudan onun gözüne baktı.
O, doğrudan onun gözüne baktı.
Mary aynada kendine baktı.
Baba, anneye utangaç bir şekilde baktı.
O, ona utanarak baktı.
O, gözüme baktı.
Bana garip bir ifadeyle baktı.
O benim gözlerime baktı.
O, yüzüme baktı.
O nefret ile ona baktı.
Birden, durdu ve etrafına baktı.
Tom, Mary'ye bakmadı bile.
Tom Mary'nin meşgul olduğunu gördü.
Tom Mary'ye merakla baktı.
O kadın bana kuşkuyla baktı.
Tom, Mary ona bakarken gülümsedi.
Tom telaş içinde etrafa bakındı.
O, onun yüzüne baktı.
Tom aynada kendine baktı.
Tom, Mary'ye nefretle baktı.
Merkez karaktere baktı
Döndü ve geriye baktı.
Bob yüzüme baktı.
Tom uzun adama kuşkuyla baktı.
Tom pencereden dışarı baktı.
Tom, Mary'nin gözüne baktı.
Korkulu gözlerle ona bakıyordu.
Tom kutuyu açtı ve içine baktı.
Tom, Mary'nin gözüne baktı.
O, geriye baktı ve bana gülümsedi.
Doğrudan gözlerinin içine baktı.
Tom nefretle Mary'ye baktı.
Tom çitin üzerinden baktı.
O etrafına baktı, ama hiçbir şey görmedi.
Onun gözlerine son derece içten baktı.
Tom resme daha yakından baktı.
Polis, Tom'a kuşkuyla baktı.
Yoksul kız gökyüzüne baktı.
Haritaya bakıp bazı yerlere işaret koydu.
Uzun adam Tom'a baktı ve gülümsedi.
Sonra yanındaki arkadaşına dönüp