Translation of "Milagro" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Milagro" in a sentence and their turkish translations:

¡Qué milagro!

Ne mucize ama!

Saben, esto es un milagro. Es un milagro.

Bu bir mucizedir. Bir mucize.

¡Es un milagro!

- Bu bir mucize!
- Mucize!

Necesito un milagro.

Bir mucizeye ihtiyacım var.

Fue un milagro.

O bir mucizeydi.

Necesitás un milagro.

Bir mucizeye ihtiyacın var.

Esperamos un milagro.

Bir mucize için bekledik.

Estaba esperando un milagro.

Bir mucizenin olmasını bekliyordum.

Es casi un milagro.

Bu neredeyse bir mucize.

Fue un verdadero milagro.

O, gerçekten bir mucize idi.

De que es un milagro.

bu bir mucize.

Sería un milagro que escapara, ¿verdad?

O bir mucize olmadan oradan kaçamayacak, değil mi?

Ahora solo un milagro puede salvarla.

Artık onu bir mucizeden başka hiçbir şey kurtaramaz.

Sólo un milagro puede ahora ayudarnos.

Şimdi yalnızca bir mucize bize yardım edebilir.

Es un milagro que sigan despiertas.

Onların hâlâ uyanık olması şaşılacak şey.

Un día, como un milagro, desaparecerá.

Bir gün, bir mucize gibi kaybolacak.

De lugares tan diferentes, es un milagro.

yerlerden gelen 1400 insanı bir araya getirmek bir mucizedir.

No es nada menos que un milagro.

Bu, mucizeden başka bir şey değil.

Es un milagro que Tom siga vivo.

Tom'un hala hayatta olması bir mucizedir.

- Nuestro escape no fue otra cosa que un milagro.
- Nuestro escape no fue nada menos que un milagro.

- Bizim kaçışımız bir mucizeden başka bir şey değildi.
- Bizim kaçışımız tam anlamıyla bir mucizeydi.
- Bizim kaçışımız mucizeden başka bir şey değildi.

El escape fue poco menos que un milagro.

Kaçış bir mucizeden daha az bir şey değildi.

El amor es el milagro de la civilización.

Aşk medeniyetin mucizesidir.

Por algún milagro, el leopardo le perdonó la vida.

Mucize eseri pars onu öldürmemiş,

Es un milagro que hayas sido capaz de sobrevivir.

Hayatta kalabilmen bir mucize.

A menos que haya un milagro, no alcanzaremos a hacerlo.

Bir mücize olmazsa, bunu zamanında yapamayacağız.

Es un milagro que él no haya muerto en el accidente.

Onun kazada ölmemiş olması bir mucize.

Lo único que podía hacer ahora Sadako era hacer grullas de papel y esperar un milagro.

Sadako'nun şimdi yapabileceği bütün şey kağıttan vinçler yapmak ve bir mücize beklemekti.