Translation of "Literatura" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Literatura" in a sentence and their turkish translations:

Revisaron la literatura y encontraron

literatürü taradılar ve

Daré una conferencia sobre literatura.

Ben edebiyat üzerine ders vereceğim.

Tú eres bueno en literatura.

Edebiyatta iyisin.

¿Te gusta la literatura francesa?

Fransız edebiyatını beğenir misin?

Me interesa la literatura estadounidense.

Amerikan edebiyatına ilgi duyuyorum.

Él estudia la literatura contemporánea.

Çağdaş edebiyat okuyor.

Es licenciado en literatura inglesa.

Onun ana dalı İngiliz edebiyatıdır.

Tom disfruta leyendo literatura francesa.

Tom Fransız edebiyatı okumayı sever.

Me gusta leer literatura inglesa.

İngiliz edebiyatı okumayı seviyorum.

Nos gusta leer literatura inglesa.

Biz İngiliz edebiyatı okumayı seviyoruz.

Hablamos sobre poesía y literatura.

Biz şiir ve edebiyat hakkında konuştuk.

Él estudia la literatura japonesa.

O bir Japon edebiyatı öğrencisidir.

Me interesa mucho la literatura clásica.

Klasik edebiyatla çok ilgileniyorum.

Él es muy competente en literatura.

O, edebiyatta yeterli.

Ella fue a Italia para estudiar literatura.

Edebiyat okumak için İtalya'ya gitti.

Esa editorial está especializada en literatura infantil.

O yayıncı çocuk kitapları konusunda uzman.

La literatura nos enseña sobre la humanidad.

Edebiyat bize insanlık hakkında öğretir.

A él le gusta leer literatura inglesa.

O İngiliz edebiyatı okumayı seviyor.

A ella le gusta leer literatura inglesa.

İngiliz edebiyatı'nı okumayı seviyor.

A Mary le gusta leer literatura inglesa.

Mary İngiliz edebiyatı okumaktan hoşlanır.

A ellos les gusta leer literatura inglesa.

Onlar İngiliz edebiyatını seviyor.

A Tom le interesa la literatura francesa.

Tom Fransız edebiyatına ilgi duyuyor.

- No estoy tan interesado como tú en la literatura.
- No me interesa la literatura tanto como a ti.

Edebiyata senin kadar ilgi duymuyorum.

La literatura es el futuro de una nación.

Edebiyat bir milletin geleceğidir.

Él se siente cómodo en la literatura inglesa moderna.

- O, modern İngiliz edebiyatını avucunun içi gibi biliyor.
- O, modern İngiliz edebiyatını avucunun içi gibi bilir.

Él fue a América para estudiar la literatura americana.

Amerika'ya Amerikan edebiyatı okumaya gitti.

Nadie estaba consciente de su talento para la literatura.

Hiç kimse onun edebi yeteneğinin farkında değil.

Basado en una creciente literatura de psicología y ciencias sociales,

Hızlı büyüyen psikoloji ve sosyal bilimler gövdesi üzerinde çalışarak

Ponte tu literatura y humilla diciendo shh como una mujer

Edebini takın ve bir kadın gibi sus diyerek aşağılanıyor

Ella fue a Italia con la meta de estudiar literatura.

Edebiyat eğitimi almak için İtalya'ya gitti.

Es uno de los libros más conocidos de la literatura brasilera.

Brezilya edebiyatındaki en tanınmış kitaplardan biri.

Es una de las figuras más importantes de la literatura moderna.

O, modern edebiyatının en önemli isimlerinden biridir.

La última vez que leí literatura japonesa clásica fue en la preparatoria.

Klasik Japon edebiyatını son kez lisede okudum.

El aislamiento es un tema común de la literatura del siglo XX.

Yabancılaşma yirminci yüzyıl edebiyatının ortak bir teması.

Ella fue a Estados Unidos con el propósito de estudiar literatura inglesa.

O, İngiliz Edebiyatı okumak amacıyla Amerika Birleşik Devletlerine gitti.

Dada su prevalencia en los medios y en la literatura de financiación empresarial,

Popüler medya ve girişim sermayesi literatüründeki yaygınlığını düşünerek

El profesor Tom Shippey es un experto en historia vikinga y literatura medieval.

Profesör Tom Shippey, Viking tarihi ve ortaçağ edebiyatı konusunda uzmandır.

John es profesor de literatura francesa en Oxford y su esposa es francesa.

John Oxford Üniversitesi'nde Fransız edebiyatı profesörü ve eşi Fransız.

"Los versos satánicos" de Salman Rushdie es una verdadera obra maestra de la literatura moderna.

Salman Rüşdi'nin “Şeytan Ayetleri” modern edebiyatın gerçek başyapıtıdır.

El doctor L.L. Zamenhof (1859-1917) tradujo personalmente obras maestras de la literatura al esperanto.

Doctor L.L. Zamenhof(1859-1917) edebiyatın başyapıtlarını Esperanto'ya çevirdi.

La obra de cualquier hombre, ya sea de literatura, música, pintura, arquitectura o cualquier otra, siempre es un retrato de sí mismo.

Her erkeğin işi, ister edebi ya da müzik ya da bir resim ya da mimari ya da başka bir şey olsun, her zaman kendisinin bir portresidir.