Translation of "Linda" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Linda" in a sentence and their turkish translations:

Estás linda.

Sen güzelsin.

¿Soy linda?

Ben güzel miyim?

¡Qué linda camisa!

Ne güzel bir gömlek!

¡Qué escena linda!

Ne güzel bir sahne!

¡Qué linda mujer!

Çok güzel bir kadın!

- Linda entró al edificio.
- Linda entró en el edificio.

Linda binaya geldi.

Ninguna niña en mi curso es más linda que Linda.

Sınıfımdaki hiçbir kız Linda'dan daha güzel değildir.

Linda sacó la lengua.

Linda, dilini dışarı çıkardı.

¿Es una linda mina?

O güzel bir kız mı?

Tienen una linda casa.

Onların güzel bir evi var.

¿Acaso no es linda?

O sevimli değil mi?

¡María es tan linda!

Mary çok güzel.

Millie es muy linda.

Millie çok tatlı.

Se ve realmente linda.

O, gerçekten güzel görünüyor.

¡Qué doncella tan linda!

Ne güzel bir kız!

Estás muy linda hoy.

Bugün çok güzel görünüyorsun.

Eres una linda chica.

Güzel bir kızsın.

Es una linda pollera.

Bu güzel bir etek.

Tienes una linda sonrisa.

Güzel bir gülüşün var.

Maria es muy linda.

Maria çok tatlı.

Ninguna de las chicas en mi clase es más linda que Linda.

Sınıfımdaki kızlardan hiçbiri Linda'dan daha güzel değil.

- Mary es una chica muy linda.
- Mary es una niña muy linda.

Mary çok güzel bir kızdır.

Entrevistadora: Muéstrame la niña linda.

Muhabir: Bana güzel olan çocuğu göster.

Tom se enamoró de Linda.

Tom Linda'ya aşık oldu.

Tom tiene una linda sonrisa.

Tom'un hoş bir gülümsemesi var.

¿Quién es esa chica linda?

Bu güzel kız kim?

Mary es una linda mujer.

- Mary güzel bir kadın.
- Mary güzel bir kadındır.

Estás más linda que nunca.

Her zamanki kadar güzel görünüyorsun.

Esa muchacha se ve linda.

Şu kız çok şirin görünüyor.

Linda era una madre amorosa.

Linda çok sevecen bir anneydi.

De cualquier forma sos linda.

Tüm yönleriyle güzelsin.

Heather es una linda chica.

Heather sevimli bir kız.

¡Qué linda es esta copa!

Bu fincan ne güzel!

Ryoko tiene una carita linda.

Ryoko'nun sevimli küçük bir yüzü var.

Linda se paró para cantar.

Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.

Ania es la chica linda.

Ania güzel bir kız.

Es una linda sensación. Muy bien.

Bu güzel bir his. Pekâlâ.

Una linda historia de un carroñero

bir çöpçünün sevimli bir hikayesi

A Linda le encanta el chocolate.

- Linda çikolata seviyor.
- Linda çikolataya bayılır.
- Linda çikolata sever.

Mary es una chica muy linda.

Mary çok güzel bir kız.

La chica tiene una linda muñeca.

O kızın güzel bir bebeği var.

- Eres muy guapa.
- Eres muy linda.

Çok sevimlisin.

Él tiene una hija muy linda.

Onun çok sevimli olan bir kızı var.

El bebé tiene una cara linda.

Bebeğin sevimli bir yüzü var.

Dan pudo haber raptado a Linda.

Dan, Linda'yı kaçırmış olabilir.

Mi madre dice que soy linda.

Annem benim güzel olduğumu söylüyor.

Esta es una flor muy linda.

Bu çok güzel bir çiçektir.

Dan tiene una sorpresa para Linda.

Dan'ın Linda için bir sürprizi var.

Dan demandó a Linda por calumnias.

Dan iftira nedeniyle Linda'ya dava açtı.

Dan ni siquiera quiere a Linda.

Dan, Linda'yı bile sevmedi.

Dan ni siquiera invitó a Linda.

- Dan, Linda'yı bile davet etmedi.
- Dan, Linda'yı davet etmedi bile.
- Dan, Linda'yı davet etmedi ki.

Dan dejó a Linda sin dinero.

Dan Linda'yı parasız bıraktı.

Jane es muy linda y amable.

Jane çok güzel ve nazik.

Ayer escuché una canción muy linda.

Dün gerçekten çok güzel bir şarkı dinledim.

¿Y por qué es la niña linda?

Peki neden o güzel olan çocuk?

Linda puede bailar tan bien como Meg.

Linda Meg kadar iyi dans edebilir.

¿Qué te pareció el concierto de Linda?

Linda'nın konserini nasıl buldun?

¡No puedo creer lo linda que eres!

Ne kadar güzel olduğuna inanamıyorum.

Ella se ve linda en ese vestido.

O, o elbisenin içinde hoş görünüyor.

Mi madre me hizo una linda falda.

Annem bana sevimli bir etek yaptı.

Dan presentó Linda a Matt y Rita.

Dan, Linda'yı Mat ve Rita'ya tanıttı.

Dan cuidaba a los hijos de Linda.

Dan, Linda'nın çocuklarına baktı.

Linda fue al parque a escuchar música.

Linda müzik dinlemek için parka gitti.

Nosotros tenemos una linda historia de amor.

Biz kendimize ait güzel bir aşk hikayemiz var.

Incluso sin maquillaje, ella es muy linda.

Makyajsızken bile çok hoş.

Linda volvió a casa tarde por la noche.

Linda gece eve geç geldi.

Linda fue al parque para escuchar la música.

Linda müzik dinlemek için parka gitti.

Él se casó con una muchacha muy linda.

O, çok güzel bir kız ile evlendi.

La vista desde el hotel es muy linda.

Otelin manzarası çok güzeldi.

Dan ha conocido a Linda desde la guardería.

Dan anaokulundan beri Linda'yı tanır.

Es linda, y aún más importante, tiene clase.

O sevimli ve daha da önemlisi, sınıfı var.

Ella era más linda que todas las demás.

O bütün diğerlerinden daha güzeldi.

- Eres una hermosa mujer.
- Sos una linda mujer.

Sen güzel bir kadınsın.

Dan despidió a Linda por arruinar el plan.

Dan planı mahvettiği için Linda'yı kovdu.

Dan quería que Linda se hiciera un aborto.

Dan, Linda'nın kürtaj olmasını istedi.

- Son una hermosa pareja.
- Son una linda pareja.

Siz güzel bir çiftsiniz.

Una mañana él vio a una linda chica.

O bir sabah güzel bir kız gördü.

- ¿Piensas que soy linda?
- ¿Crees que soy bonita?

- Hoş olduğumu düşünüyor musunuz?
- Sizce ben hoş muyum?

- Mary es muy linda.
- Mary es muy guapa.

Mary çok güzeldir.

Sé que María es más linda que yo.

Mary'nin benden daha güzel olduğunu biliyorum.

- Ella es alta y bella.
- Es alta y linda.

O uzun boylu ve güzel.

Mary no me parece tan linda como su hermana.

Mary'nin, kız kardeşi kadar güzel olduğunu sanmıyorum.

La niña que trabaja en la panadería es linda.

Fırında çalışan kız sevimlidir.

Dan puso a su hija, Linda, bajo tratamiento psiquiátrico.

Dan kızı Linda'yı bir psikiyatrist gözetimine koydu.

Dan se dio cuenta de que Linda todavía respiraba.

Dan Linda'nın hâlâ nefes aldığını fark etti.

Ella es linda sin importar lo que se ponga.

O ne giyerse giysin güzeldir.

Nosotros fuimos jóvenes una vez, ¿no es así, Linda?

Biz bir zamanlar gençtik, değil mi, Linda?

Mary no es linda, pero no es fea tampoco.

Mary güzel değil, fakat çirkin de değil.

La joven que trabaja en la panadería es linda.

Fırında çalışan genç kadın güzeldir.

El padre le contó a los niños una linda historia.

Baba çocuklara güzel bir hikaye anlattı.

La linda chica en bikini es la hermana de Tom.

Bikinili güzel kız Tom'un kız kardeşidir.

Esa es la cosa más linda que haya visto jamás.

O, şimdiye kadar gördüğüm en şirin şey.

Este es el coche del que Linda estuvo hablando ayer.

Bu dün Linda'nın hakkında konuştuğu araba.

Había una linda mujer de cabello negro en el parque.

Parkta siyah saçlı, güzel bir kadın vardı.