Translation of "Sacó" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Sacó" in a sentence and their turkish translations:

Sacó su pasaporte.

Pasaportunu çıkardı.

Google sacó el mapa.

Google Haritayı çıkardı.

Linda sacó la lengua.

Linda, dilini dışarı çıkardı.

Sacó algo del bolso.

- Çantadan bir şey çıkardı.
- O, çantadan bir şeyler aldı.

Él sacó un huevo.

O, bir yumurta çıkardı.

Tom sacó la basura.

Tom çöpü dışarı attı.

Él sacó unas monedas.

O biraz para çıkardı.

Tom sacó su iPhone.

Tom, iPhone'unu çıkardı.

Él sacó su bolígrafo.

O, kalemini çıkardı.

- Sacó algo de su bolsillo.
- Él se sacó algo del bolsillo.

Cebinden bir şey çıkardı.

Sacó el dinero del banco.

Parayı bankadan çekti.

Ella no sacó muchas fotos.

O çok sayıda fotoğraf çekmedi.

Él se sacó el pañuelo.

O, mendilini çekip çıkardı.

El policía sacó el revolver.

Polis tabancayı çekti.

Tom cuidadosamente sacó el vendaje.

Tom bandajı dikkatle kaldırdı.

Tom sacó su teléfono móvil.

Tom cep telefonunu çıkardı.

Tom se sacó su disfraz.

Tom kılığını çıkardı.

Tom se sacó la peluca.

Tom peruğunu çıkardı.

Ella lo sacó del lodo.

O, onu çamurdan çıkardı.

Tom se sacó la corbata.

Tom kravatını çıkardı.

Sami sacó una conclusión precipitada.

Sami aceleci bir sonuca vardı.

Sami se sacó sus coderas.

Sami askısını çıkardı.

¿Cuándo sacó estas fotos Tom?

- Tom bu resimleri ne zaman çekmiş?
- Tom bu fotoğrafları ne zaman çekti?

Él sacó un trozo de tiza.

- O, bir parça tebeşir aldı.
- Bir parça tebeşir aldı.

Él sacó a Jane a cenar.

O, Jane'i akşam yemeğine çıkardı.

¿Cuánto dinero sacó Tom del banco?

Tom bankadan ne kadar para çekti?

Sacó una moneda de su bolsillo.

O, cebinden bir madeni para çıkardı.

El chico se sacó la ropa.

Erkek çocuk giysilerini çıkardı.

María sacó su pistola y disparó.

Mary silahını aldı ve onu vurdu.

Tom sacó algunos huevos del frigorífico.

Tom buzdolabından birkaç yumurta çıkardı.

Tom se sacó su dentadura postiza.

Tom takma dişlerini çıkardı.

Tom sacó la tarta del horno.

Tom pastayı fırından aldı.

Pero esa desviación nos sacó tiempo valioso.

ama rotamızdan şaşmak zaman kaybetmemize neden oldu.

Mary sacó los huevos uno por uno.

Mary yumurtaları tek tek çıkardı.

Tom le sacó la lengua a Mary.

Tom Mary'ye dilini çıkardı.

Tom le sacó punta a un lápiz.

Tom kurşun kalemi açtı.

Jane sacó a pasear a su perro.

- Jane köpeğini yürüyüşe götürdü.
- Jane köpeğini yürüyüşe çıkardı.

Él sacó una moneda de su bolsillo.

Cebinden madeni bir para çıkardı.

Tom sacó una linternita de su bolsillo.

Tom cebinden küçük bir el feneri çıkardı.

Tom sacó la manteca de la heladera.

Tom tereyağını buzdolabından çıkardı.

Tom sacó a pasear a su perro.

Tom köpeğini yürüyüşe götürdü.

Tom sacó su linterna y la encendió.

Tom cep fenerini çıkardı ve onu açtı.

Ella sacó un libro de la repisa.

Raftan bir kitap indirdi.

Él sacó los huevos uno por uno.

O, yumurtaları birer birer çıkardı.

Tom sacó estas fotos, ¿no es así?

Bu resimleri Tom çekti, değil mi?

John sacó una llave de su bolsillo.

John cebinden bir anahtar çıkardı.

Sacó 90 de 100 puntos en inglés.

İngilizcede 100 üzerinden 90 puan aldı.

Me sacó una foto con su cámara.

Kamerayla resimlerimi çekti.

Tom sacó a Mary de un lío.

Tom, Mary'yi karışıklıktan kurtardı.

Tom sacó una A en el examen.

Tom sınavda A aldı.

- Tom abrió su valija y sacó una camisa limpia.
- Tom abrió su maleta y sacó una camisa limpia.

Tom bavulunu açtı ve temiz bir gömlek çıkardı.

Los próximos dos libros que sacó fueron novelas.

Onun sonraki iki kitabı romandı.

- Él sacó una foto.
- Él tomó una foto.

O bir resim çekti.

Tom sacó la billetera y pagó la cuenta.

Tom cüzdanını çıkardı ve faturayı ödedi.

Tom sacó un reproductor MP3 de su mochila.

Tom çantasından bir MP3 oynatıcı çıkardı.

Tom sacó su teléfono y llamó a María.

Tom telefonunu çıkardı ve Mary'yi aradı.

Tom sacó la escoba del armario del vestíbulo.

Tom salon dolabından süpürgeyi çıkardı.

Tom sacó un cuchillo y amenazó a María.

Tom bir bıçak çıkardı ve Mary'yi tehdit etti.

Él sacó un libro y comenzó a leer.

O, bir kitap çıkardı ve onu okumaya başladı.

Tom no sacó muchas fotos en su viaje.

Tom gezide çok resim çekmedi.

Tom se sacó la chaqueta y la colgó.

Tom ceketini çıkardı ve astı.

Tomás alcanzó el saco y sacó unas monedas.

Tom çuvala uzandı ve biraz madeni para çıkardı.

- Se quitó las medias mojadas.
- Se sacó las medias mojadas.
- Se quitó los calcetines mojados.
- Se sacó los calcetines mojados.

O, ıslak çoraplarını çıkardı.

Sacó su lengua a un lado de la boca

dilini ağzından dışarı çıkarmış,

Tom sacó a Mary fuera del auto en llamas.

Tom yanan arabadan Mary'yi çıkardı.

Él sacó una llave del bolsillo de su abrigo.

Paltosunun cebinden bir anahtar çıkardı.

El profesor abrió la caja y sacó una pelota.

Öğretmen kutuyu açtı ve bir top çıkardı.

Tom sacó el jugo de naranja de la heladera.

Tom portakal suyunu buzdolabından çıkardı.

Tom sacó un lápiz y se puso a escribir.

Tom bir kalem çıkardı ve yazmaya başladı.

Tom sacó una linterna del bolsillo de su chaqueta.

Tom ceketinin cebinden bir el feneri çıkardı.

Tom sacó un cuchillo del cajón en la cocina.

Tom mutfakta bir çekmeceden bir bıçak çıkardı.

Él sacó un conejo de su sombrero con magia.

Sihirle şapkasından bir tavşan çıkardı.

- Él se quitó las gafas.
- Él se sacó los anteojos.

O, gözlüğünü çıkardı.

Mi padre sacó la billetera y me dio diez dólares.

Babam cüzdanını çıkarıp bana 10 dolar verdi.

- Tom se sacó los zapatos.
- Tom se quitó los zapatos.

Tom ayakkabılarını çıkardı.

Tom sacó un puñado de palomitas de maíz del pote.

Tom kaseden bir avuç patlamış mısır aldı.

Tom sacó un papel doblado del bolsillo de su camisa.

Tom gömlek cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı.

Tom sacó una pizza que se ve deliciosa del horno.

Tom fırından bir lezzetli-görünümlü bir pizza çıkardı.

- Tomás se quitó los calcetines mojados.
- Tomás se quitó las medias mojadas.
- Tomás se sacó los calcetines mojados.
- Tomás se sacó las medias mojadas.

Tom ıslak çoraplarını çıkardı.

- Tom se sacó la lotería.
- A Tom lo eligieron por lotería.

Tom piyango tarafından seçildi.

Su partido sacó la mayoría de los votos en la elección.

Onların partisi seçimlerde en fazla oyu aldı.

Él se sacó la cartera del bolsillo interior de su chaqueta.

O iç ceket cebinden cüzdanını çıkardı.

Tom no sacó el tema en la reunión de esta mañana.

Tom bu sabah toplantıda konuyu gündeme getirmedi.

Tom abrió el refrigerador y sacó algo de hielo para su trago.

Tom buzdolabını açtı ve içkisi için biraz buz aldı.

La Steve Miller Band sacó un nuevo álbum en junio del 2010.

Steve Miller Band, 2010'un Haziranında yeni bir albüm yayınladı.

Tom sacó una de las camisas del armario y se la puso.

Tom gömleklerinden birini dolaptan çıkardı ve onu giydi.

El plomero sacó el agua con una bomba para drenar la tubería.

Tesisatçı boruyu boşaltmak için suyu dışarı pompaladı.

Tom sacó una revista de su maletín y la empezó a leer.

Tom evrak çantasından bir dergi çıkardı ve onu okumaya başladı.

El maestro estaba muy molesto y sacó a Johnny de la clase.

Öğretmen gerçekten üzgündü ve Johnny'yi sınıftan attı.

Tom sacó dos cervezas del frigorífico y le tendió una a Mary.

Tom buzdolabından iki bira çıkardı ve birini Mary'ye uzattı.

Tom sacó las sábanas de la cama y las puso en el lavarropas.

Tom yataktan çarşafları çekti ve onları çamaşır makinesine koydu.

Tom sacó el CD de su caja y lo puso en el reproductor.

Tom CD'yi kutusundan çıkardı ve onu çalara taktı.

Chris le compró un regalo a ella y sacó el valor para dárselo.

Chris ona bir hediye getirdi ve cesurca ona verdi.

Ella sacó la botella de champán que había estado guardando para una ocasión especial.

O, özel bir durum için sakladığı şampanya şişesini çıkardı.

Tom sacó su licencia de conducir y se la entregó al oficial de Policía.

Tom ehliyetini çıkardı ve polis memuruna uzattı.