Translation of "Humanidad" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Humanidad" in a sentence and their turkish translations:

Para tener una humanidad mejor

insanlığın gelişmesi için

Sino de toda la humanidad.

bütün insanlığın atası olarak görmek.

La humanidad pereció esta mañana.

İnsanlık bu sabah öldü.

No, no. La humanidad está necesitando

Hayır, hayır. İnsanlığın

Que jamás haya visto la humanidad.

teknolojideki en hızlı devrimi gerçekleştiriyorlar.

¿Hay algo escondido de la humanidad?

orada insanlıktan birşeymi saklanıyor peki

Nuestra verdadera nacionalidad es la humanidad.

Hakiki uyruğumuz insanoğludur.

El esperanto une a la humanidad.

Esperanto insanlığı birleştirir.

- Eres la última esperanza para la humanidad.
- Ustedes son la última esperanza para la humanidad.

İnsanlığın son umudusun.

Si la humanidad no cuida el medio ambiente, el medio ambiente podría eliminar a la humanidad.

İnsanoğlu çevreye dikkat etmezse çevre insanoğlunu yok edebilir.

¿Cuál es el propósito de mi humanidad?

İnsanlığımın amacı ne?

¿Cuál era el propósito de mi humanidad?

İnsanlığımın amacı neydi?

Opuesto a alejarnos de nuestra propia humanidad.

yakınlaştıracak olan şey.

Entonces la humanidad aún no estaba disponible

yani henüz insanlık ortada yoktu

Esto es una vergüenza para la humanidad.

İşte bu insanlık ayıbıdır

Y quieres difundirlo gratis a la humanidad.

ve bunu da insanlığa bedava bir şekilde yaymak istiyosunuz.

La literatura nos enseña sobre la humanidad.

Edebiyat bize insanlık hakkında öğretir.

Temo por el futuro de la humanidad.

İnsanlığın geleceğinden korkuyorum.

¡Eso es un crimen contra la humanidad!

Bu insanlığa karşı bir suçtur!

Hemos perdido la fe en la humanidad.

Biz insanlığa olan inancımızı kaybettik.

Estos alienígenas quieren esclavizar a la humanidad.

Bu uzaylılar insanlığı köleleştirmek istiyorlar.

África es la cuna de la humanidad.

- Afrika insanlığın beşiğidir.
- Afrika, insanlığın beşiğidir.

Representa un desafío fundamental a nuestra humanidad central.

İnsaniyetimizin özüne esaslı bir meydan okumayı temsil eder.

Podemos recuperar esos componentes asombrosos de nuestra humanidad:

insanlığımızın o harika bileşenlerini yeniden hayata döndürebiliriz:

Agua, la necesidad más importante de la humanidad

insanlığın en önemli ihtiyacı olan su

Esta vez es el fin de la humanidad

bu sefer insanlığın sonunu getiriyor

Fue un gran paso para mi pequeña humanidad.

Bu benim için küçük insanlık için büyük bir adım diyordu

El evento que la humanidad no puede aprender

insanlığın öğrenemediği olay

La guerra es un crimen contra la humanidad.

Savaş insanlığa karşı bir suçtur.

El asesinato es un crimen contra la humanidad.

Cinayet insanlığa karşı bir suçtur.

Esto es un tesoro inestimable para la humanidad.

Bu, insanlık için paha biçilemez bir hazinedir.

La esclavitud es un crimen hacia la humanidad.

- Kölelik, insanlık dışı bir suçtur.
- Angarya, insanlık dışı bir suçtur.

Y me pregunto qué dice eso sobre nuestra humanidad,

ve onun, ilk tescilli markanın alkollü bir içecek olmasının

Hay un montón de causas para la humanidad entera.

Tüm insanlığın faydasına olacak binlerce şey var.

Podría ser la oportunidad más valiosa de la humanidad.

insanoğlunun karşısına çıkabilecek en büyük fırsat.

Esto significa que la humanidad y la vida continuarán

bunda ise insanlık ve yaşam devam edecektir demektir

La música es una lengua común para la humanidad.

Müzik insanlık için ortak bir dildir.

El cáncer es un gran enemigo de la humanidad.

Kanser insanlığın en büyük düşmanı.

Las bombas atómicas son un peligro para la humanidad.

Atom bombaları insanlık için bir tehlikedir.

Si una guerra nuclear se desatara, la humanidad perecería.

Bir nükleer savaş patlak verseydi insanlık yok olurdu.

Una guerra nuclear traerá la destrucción de la humanidad.

Bir nükleer savaş, insanlığın yok olmasına neden olacak.

- La lengua internacional le ofrece una enorme utilidad a la humanidad.
- Una lengua internacional sería de enorme utilidad para la humanidad.

Uluslararası bir dil insanlık için oldukça kullanışlı olurdu.

Nuestro equipo ha recurrido a la sabiduría de la humanidad

Ekibimiz atmosferdeki ısı kapanlarını

Que actúan en contra de los intereses de la humanidad.

insanoğlunun çıkarlarına karşı faaliyette.

Las IAs trabajarán con la humanidad como herramientas de análisis

Yapay zekâ insanlarla analitik bir araç olarak çalışacak,

Aún seguimos sufriendo y luchando por nuestra libertad y humanidad.

acı çeken ve savaşan siyahi kitleler olarak görüyoruz.

Y queremos que la humanidad lo observe y nos ayude.

İnsanlığın bunu gözlemleyip bize yardım etmesini istiyoruz.

Toda la humanidad sufrirá si se desata una guerra nuclear.

Bir nükleer savaş patlarsa tüm insanlık acı çeker.

La bomba atómica es una seria amenaza para la humanidad.

Atom bombası insanlığı ciddi olarak tehdit ediyor.

Aquel día nació el invento más importante de la humanidad.

O gün, insanlığın en önemli buluşu doğdu.

Las armas nucleares son una amenaza para la humanidad entera.

Nükleer silahlar tüm insanlık için bir tehdittir.

Nos vemos obligados a elegir entre nuestra humanidad y nuestra libertad.

insanlığımız ve özgürlüğümüz arasında seçim yapmaya zorluyor.

Más de la mitad de la humanidad vive en esta zona,

İnsanlığın yarısından fazlası bu alanda yaşıyor,

Y eso será un desastre para un quinto de la humanidad.

ve bu insanlığın beşte biri için felaket olacak.

Es la cohorte más grande en la historia de la humanidad.

Bu, insanlık tarihindeki en büyük topluluk olmakla birlikte

Dos tercios de la humanidad carece de acceso a imágenes médicas.

insanoğlunun üçte ikisinin tıbbi görüntüleme erişimi yok.

Y no habrá humanidad mejor si no hay una transformación cultural.

Kültürel dönüşüm olmadan insanlık gelişmez.

De hecho, los murciélagos son de tremenda importancia para la humanidad.

aslında yarasalar muazzam derecede önem taşıyor insanlık için

La atmósfera para aumentar el calentamiento global en ausencia de la humanidad.

insanlığın yokluğunda küresel ısınmaya artırmak için atmosferde birikir.

El lenguaje es una de las invenciones más importantes de la humanidad.

Dil insanlığın en önemli buluşlarından biridir.

La primera máquina para hacer cálculos de la humanidad se llama ábaco.

İnsanların ilk hesaplama aracına abaküs denir.

Pero esta sumando un capítulo muy importante a la historia de la humanidad,

ancak insanlık tarihine çok önemli bir bölüm ekliyor,

Y en cómo la humanidad reaccionó en el pasado a los grandes cambios,

ve insanların geçmişte devrimlere, dönüşümlere

Hoy voy a hablar sobre cómo la humanidad y la IA pueden coexistir,

Bugün yapay zekâ ve insanoğlunun nasıl birlikte var olabileceğinden konuşacağım

No fue sino hasta hace relativamente poco en la gran historia de la humanidad

İnsanlık tarihinin devasa ölçeğinin son zamanlarında

Las teorías existen por este motivo. Los científicos existen para servir a la humanidad.

Teoriler zaten bu yüzden vardır. Bilim adamları insanlığa hizmet için vardır.

Ula, si se parece a nosotros, la vida es humanidad, el agua es algo.

ula bize benzese yaşam olur insanlık olur su olur bir şey olur yani

La tecnología por si misma no tiene sentido si no beneficia a la humanidad.

Teknoloji insanlığa hizmet etmedikçe kendi içinde anlamsızdır.

Los dioses descendieron a la tierra a guiar a la humanidad a su fin.

Tanrılar sonuna kadar insanlığa rehberlik etmek için yeryüzüne indiler.

Por ejemplo, usted es científico y tiene un invento que funciona perfectamente para la humanidad.

Örneğin,siz bir bilim adamısınız ve insanlığa mükemmel faydada bir buluşlarınız var

Este es un pequeño paso para el hombre, pero un gran salto para la humanidad.

Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.

Los actuales Estados Unidos es el país más poderoso en la historia de la humanidad.

Çağımızın Amerika Birleşik Devletleri insanlık tarihindeki en güçlü ülke.

No uso las lenguas para hablar y no decir nada, las uso para servir a la humanidad.

Ben dilleri konuşmak ve bir şey söylemek için kullanmam. Ben onları insanlığa hizmet etmek için kullanırım.

El centro de la ciudad, lugar de Patrimonio de la Humanidad por la UNESCO, es una visita obligada.

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan şehir merkezi mutlaka ziyaret edilmelidir.

Parece que la parte rica de la humanidad no se preocupa mucho por los problemas de la parte pobre.

Öyle görünüyor ki, insanlığın zengin kısmı, fakir kısmın problemlerini çok umursamıyor.

Pero a pesar de este lema, el objetivo principal de Google no es servir a la humanidad, sino solo dinero.

Fakat sloganı bu olmasına rağmen Google'ın asıl amacı insanlığa hizmet değil tamamen paraya hizmet.

Todos somos ateos respecto a la mayoría de dioses en los que la humanidad ha creído alguna vez. Algunos simplemente vamos un dios más allá.

Hepimiz insanlığın bir zamanlar inandığı tanrıların çoğuna karşı ateistiz. Bazıları sadece bir tanrı daha ileri gidiyor.