Translation of "Ecuador" in Turkish

- Yo soy de Ecuador.
- Soy de Ecuador.

Ekvatorluyum.

Soy de Ecuador.

Ekvatorluyum.

Yo soy de Ecuador.

Ben Ekvadorluyum.

¿Tú eres de Ecuador?

Ekvadorlu musun?

Tu crees en el ecuador

Ekvatora inanıyorsun

Eduardo es de Ecuador. Es ecuatoriano.

Eduardo Ekvador'dan. O Ekvadorlu.

Elena es de Ecuador. Es ecuatoriana.

Elena Ekvador'dan. O, Ekvadorlu.

Quito es la capital de Ecuador.

Quito, Ekvador'un başkentidir.

Un programa de sustentabilidad en Ecuador.

topladığımız yardımları bağışladık.

Los indígenas en Ecuador hablamos quichua.

Biz Ekvador'daki yerliler Keçuvaca konuşuruz.

- El ecuador divide al globo en dos hemisferios.
- El Ecuador divide la Tierra en dos hemisferios.

Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.

Marqué las tonterías que llamamos este ecuador

bu ekvator dediğimiz saçmalığı işaretledim

Fui a Ecuador cuando tenía ocho años.

Sekiz yaşındayken Ekvador'a gittim.

El ecuador divide la tierra en dos hemisferios.

Ekvator, Dünya'yı iki yarım küreye böler.

Debido al terremoto el Ecuador está mas unido.

Ekvador, deprem nedeniyle daha fazla birleşti.

La capital del Estado está justo en el ecuador.

Ülkenin başkenti ekvator üzerinde yer almaktadır.

La Tierra no es simétrica en torno al Ecuador.

Dünya ekvatora simetrik değildir.

Construir aquella fábrica de queso en Ecuador fue un riesgo.

Ekvator'da peynir fabrikası yapmak bir riskti.

En el ecuador, el día y la noche son iguales.

Ekvatorda gece ve gündüz eşittir.

Crucé el ecuador por primera vez durante mi viaje a Australia.

Australya yolculuğumda ilk kez ekvatoru geçtim.

Mi diccionario de español recomienda no usar la palabra "desgraciado" en Ecuador.

Benim İspanyolca sözlüğüme göre Ekvador'da "desgraciado" sözcüğü kullanılmıyor.

La capital de Ecuador es Quito, en la provincia montañosa de Pichincha.

Ekvator'un başkenti Pichincha'nın dağlık ilinde, Quito'dur.

Ecuador es un país situado en la parte noroeste de América del Sur.

Ekvador, Güney Amerika'nın kuzeybatı kesiminde yer alan bir ülkedir.

El ecuador se hace cada vez más grande hasta que llega a un punto crítico.

ekvator bir taşma noktasına ulaşana kadar büyür ve büyür.

A medida que la tierra se eleva a medida que avanza hacia el ecuador, necesita estrellarse

ekvator tarafına gittikçe yeryüzü yükseldiği için çarpması gerekiyor