Examples of using "Echo" in a sentence and their turkish translations:
Onu özlüyorum.
İtalya'yı özlüyorum.
Ben vazgeçmiyorum.
Onları özlüyorum.
Eve kadar seninle yarışacağım.
Seni nasıl özledim!
Seni özlüyorum, Tom.
- Onu çok özlüyorum.
- Onu çok özledim.
Onu çok özlüyorum.
Evimi özlüyorum.
- Tom'u özledim.
- Tom'u özlüyorum.
Üniversiteyi özlüyorum.
Ben de seni özlüyorum.
Seni çok özlüyorum.
Kahveye şeker koymam.
Seni çok özlüyorum.
Seni özlüyorum.
Eski günleri gerçekten özlüyorum.
Tom'u çok özlüyorum.
Annemi özlüyorum.
Onu özlüyorum.
Kız arkadaşımı gerçekten özlüyorum.
Kahveme şeker atmam.
Tom'u biraz özlüyorum.
Seni her zamankinden daha fazla özlüyorum.
Kahveme krema koyarım.
Bazen çimenlere uzanırım.
Gerçekten hepinizi özlüyorum.
Seni çok özlüyorum.
- Seni özledim.
- Seni özlüyorum.
- Annemin yemek pişirmesini özlüyorum.
- Annemin aşçılığını özlüyorum.
Seni çok özlüyorum.
Tom'u bir parça özlemiyorum.
Gerçekten Tayland yemeğini özlüyorum.
Şimdiye kadar ilk defa ekmeğe kırmızı biber sürüştürdüm.
Arkadaşlarımı özlüyorum.
- Seni sevdiğimi ve özlediğimi unutma.
- Seni sevdiğimi ve özlediğimi hatırla.
Anneannemin benim için yaptığı paellaları özlüyorum.
Annemi ve babamı özlüyorum.
Ailemi ve ülkemi özlüyorum.
Seni özlüyorum, seni son göreli bir hafta oldu.
Seni çok özlüyorum.
Seni sevdiğimi ve özlediğimi unutma.
"üç yaşındayken babam Meksika'ya sınır dışı edildiği için
Sen burada değilken seni özlüyorum.
Şehir hayatının koşuşturmasını özledim.
Neredeyse her gün kestiririm.
- Kahveme şeker koymam.
- Kahveme şeker atmam.
Bozuk paramı genellikle masamın çekmecesine atarım.