Translation of "Compartir" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Compartir" in a sentence and their turkish translations:

compartir soluciones,

çözümleri paylaşmalı;

Puedo compartir.

Paylaşabilirim.

Y dejadme compartir

Bazı çocukluk hatıralarımı

compartir el mérito,

güven vermenin,

Gracias por compartir.

- Paylaşımınız için teşekkür ederim.
- Paylaşımın için teşekkürler.
- Paylaştığın için sağ ol.
- Paylaşım için teşekkürler.

No quiero compartir.

Paylaşmak istemiyorum.

- Quiero compartir algo con vos.
- Quiero compartir algo contigo.

Seninle bir şey paylaşmak istiyorum.

Quería compartir mucho contigo

sizlere paylaşmak istedim o kadar

Estoy dispuesto a compartir.

Ben paylaşmaya istekliyim.

Quisiera compartir algunas experiencias propias.

kendi bazı tecrübelerimden bahsetmek istiyorum.

Gracias por compartir esto conmigo.

Bunu benimle paylaştığın için teşekkürler.

Gracias por compartir tus pensamientos.

Düşüncelerini paylaştığın için teşekkürler.

Queremos compartir más nuestra información personal.

kişisel bilgilerimizi daha fazla paylaşma heveslisi olabiliyoruz.

Debes compartir tus trabajos con otros.

İşlerini diğerleriyle paylaşmalısın.

A Tom no le gusta compartir.

Tom paylaşmaktan hoşlanmaz.

No me molesta compartir mi mesa.

Masamı paylaşmaktan rahatsız olmam.

No quiero compartir mi helado contigo.

Dondurmamı seninle paylaşmak istemiyorum.

- Tuvo que compartir una habitación con su hermana.
- Tuvo que compartir su habitación con su hermana.

Odasını kız kardeşi ile birlikte paylaşmak zorunda kaldı.

Pero aún no está dispuesto a compartir.

Yine de paylaşmaya pek gönlü yok.

Hagan un esfuerzo por compartir con alguien

Normalde siyasi konulara girmediğiniz

Me gustaría compartir con Uds. cinco proyectos

Ayrıca sizinle beş farklı proje paylaşacağım;

Y de compartir ideas y perspectivas distintas,

ve farklı fikir ve bakış açılarını bir araya getirdikten sonra,

¿Estarías dispuesto a compartir tu código conmigo?

Şifreni benimle paylaşır mısın?

Me gustaría compartir mi secreto con vos.

Sırrımı seninle paylaşmak isterim.

No quiero compartir mi habitación con Tom.

Odamı Tom'la paylaşmak istemiyorum.

Tengo que compartir una oficina con Tom.

Bir ofisi Tom'la paylaşmalıyım.

- Él tenía que compartir el dormitorio con su hermano.
- Él tuvo que compartir una recámara con su hermano.

O erkek kardeşiyle bir yatak odasını paylaşmak zorunda kaldı.

- Mary no quiere compartir sus juguetes con sus amigos.
- Mary no quiere compartir sus juguetes con sus amigas.

Mary oyuncaklarını arkadaşlarıyla paylaşmak istemiyor.

Hoy, voy a compartir con Uds. tres estrategias.

Bugün, sizinle sadece üç strateji paylaşacağım.

Podemos compartir este escape de datos, nuestros digitome.

bu dijital egsozu, “digitome”u paylaşmaya başlayabiliriz

Lo que pasó ahora tienes miedo de compartir

ne oldu da şimdi paylaşmaktan korkar hale geldiniz

Tom tiene que compartir habitación con su hermano.

Tom bir odayı erkek kardeşiyle paylaşmak zorunda.

No me molesta compartir la habitación con él.

Odayı onuna paylaşmanın benim için sakıncası yok.

Tuvo que compartir una habitación con su hermana.

O, kız kardeşiyle bir yatak odasını paylaşmak zorunda kaldı.

No me importa compartir una habitación con ella.

Onunla bir oda paylaşmaktan rahatsızlık duymam.

Tratemos de imaginar, o puedo compartir con Uds. oralmente,

Hadi hayal edelim ya da ben sizinle sözlü olarak paylaşayım

Si quieres compartir especifica en la sección de comentarios

paylaşmak isterseniz lütfen yorumlar kısmında belirtin

Y eso ocurre cuando nuestros alumnos saben que pueden compartir

Bu ise, öğrencilerimizin mutluluklarını, sorunlarını ve kaygılarını

No solo podemos compartir partes del mundo que hemos visto

Biz sadece dünyada daha önce görülmüş yerleri paylaşmıyoruz

Hoy he venido a compartir los secretos de nuestro éxito,

Bugün sizlerle başarımızın sırrını paylaşmak için buradayım

Al no compartir una parte tan significativa de mi vida.

bende hata yaptım hissi uyandırdı.

Que me han enseñado algo importante que quiero compartir Uds.

Bana, sizlerle de paylaşmak istediğim önemli bir şey öğrettiler.

No tengo la intención de compartir el resultado con usted.

Sizinle sonucu paylaşma niyetinde değilim.

No tienes ninguna obligación en absoluto de compartir esta información.

Bu bilgiyi paylaşmak için herhangi bir zorunluluk altında değilsin.

Nos pusimos de acuerdo en compartir las tareas del hogar.

Ev işini paylaşmayı kabul ettik.

No quiero compartir la habitación del hotel con un desconocido.

Ben bir yabancıyla otel odasını paylaşmak istemiyorum.

¿Tenías que compartir una pieza con tus hermanos o hermanas?

Erkek ya da kız kardeşlerinle bir yatak odasını paylaşmak zorunda kaldın mı?

Se convirtió en algo mucho mayor que compartir una simple lección.

Benim sınıfımda sadece bir dersi paylaşmak değil daha fazla şeyi ifade ediyor...

Pidan a todos compartir una historia de sus vidas y experiencia

hayat tecrübelerinden bir hikâye paylaşmalarını söyleyin.

Quiero compartir con Uds. la razón por la que lo construimos,

Sizlerle onu neden yaptığımızı ve sizin için ne anlama geldiğini

ES: Cohh, ¿puedes compartir con la audiencia de TED aquí presente

ES: Peki Cohh, acaba buradaki TED seyircisiyle

Ahora sé que las personas son más propensas a compartir información

Bilgili çalışanlar tarafından saygıyla karşılandıkları takdirde

Pero al macho joven no le permiten compartir la rama estrecha.

Fakat genç erkeğin dar dalı paylaşmasına izin verilmiyor.

Muy bueno no compartir un cepillo de dientes con la abuela.

Büyükannenizle aynı fırçayı kullanmak istemezdiniz.

Y me gustaría compartir con Uds. un video muy rápido aquí.

Burada hemen kısa bir video paylaşmak istiyorum.

Hoy voy a compartir con Uds. dos de nuestros proyectos más exitosos

Bugün, şimdiye kadar yapabildiklerimizi göstermek için

También puede compartir algo en la pantalla del profesor con los alumnos

aynı zamanda öğretmen ekranındaki bir şeyi öğrencilerle paylaşabiliyor

Todas las personas deberían descubrir por sí mismas la alegría de compartir.

Herkes kendisi için paylaşmanın mutluluğunu araştırmalı.

Gente que quiere compartir sus creencias religiosas contigo casi nunca quiere que tú compartas las tuyas con ellos.

Dinsel görüşlerini sizinle paylaşmak isteyen insanlar, sizin dinsel görüşünüzü onlarla paylaşmanızı neredeyse hiç istemezler.