Translation of "Ciertamente" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Ciertamente" in a sentence and their turkish translations:

Sí, ¡Ciertamente!

Evet, elbette!

- ¡Por supuesto!
- Sí, ¡Ciertamente!

- Kesinlikle!
- Mutlaka!

Eso es ciertamente posible.

Kesinlikle mümkündür.

Tom es ciertamente patoso.

Tom kesinlikle beceriksiz.

- Ciertamente habrá dudas sobre tu propuesta.
- Ciertamente habrá dudas sobre su propuesta.

Kesinlikle önerin hakkında şüpheler var olacaktır.

Tom ciertamente no está feliz.

Tom kesinlikle mutlu değil.

Ciertamente, estaré triste si muere.

O ölürse ben kesinlikle üzüleceğim.

Ciertamente, Tom no parece interesado.

Tom gerçekten ilgili gibi görünmüyor.

Tom ciertamente habla un montón.

Tom kesinlikle çok konuşur.

Tom es, ciertamente, un anciano.

Tom kesinlikle yaşlı bir adam.

Tom ciertamente no sonaba alarmado.

Tom kesinlikle paniğe kapılmış görünmüyordu.

- Ciertamente Tom no merecía el castigo que recibió.
- Ciertamente Tom no merecía la pena que obtuvo.

Tom aldığı cezayı kesinlikle hak etmedi.

- Sí, claro.
- Sí, ciertamente.
- Claro que sí.

- Evet, elbette.
- Evet, tabii ki de.

Ciertamente que es posible si se quiere.

Onu istersen bu kesinlikle mümkün.

Porque como hombre, ciertamente, tendría permiso de enojarme.

Çünkü şüphesiz bir erkek olarak öfkemi ifade etmeme izin veriliyordu.

Pero si los molestan o provocan, ciertamente se defenderán.

ama rahatsız edilir veya kışkırtılırlarsa kendilerini savunurlar.

Ciertamente van a atrapar al ladrón tarde o temprano.

Onlar kesinlikle er veya geç hırsızı yakalayacaklar.

Ciertamente, Tom sabe que Mary está en el hospital.

Tom kesinlikle Mary'nin hastanede olduğunun farkında.

- Estaba realmente sensible.
- Fui realmente sensible.
- Estuve ciertamente emocional.

Ben gerçekten duygusaldım.

Pero mi vida ciertamente ha sido enriquecida por otras personas.

ama hayatın kesinlikle diğer insanlar tarafından zenginleşti.

Ciertamente es posible que el estrés conduzca a hábitos poco saludables,

Stresin sağlıksız alışkanlıklara yol açması kesinlikle mümkün

ciertamente no nos pondremos de acuerdo sobre quién pertenece a ellos.

bu jenerasyonlara kimlerin dahil olduğu konusunda hem fikir değiliz.

No lo sé, pero ciertamente no podemos si no lo intentamos.

Bilmiyorum ama eğer denemezsek bulamayacağımız kesin.

Ciertamente, creemos que nuestros intereses importan más de lo que deberían

İlgilerimizin aslında olduklarından çok daha önemli olduğunu düşünüyoruz

- Realmente confío en que eso sucederá.
- Ciertamente deseo que suceda eso.

Onun olacağını kesinlikle umuyorum.

Ciertamente Tom no tenía la intención de contarle a Mary la verdad.

Tom'un kesinlikle gerçeği Mary'ye söylemeye niyeti yoktu.

Ciertamente Tom tuvo muchas oportunidades para ir a conciertos cuando estuvo en Boston.

Tom Boston'da iken konserlere gitmek için kesinlikle çok fırsatı oldu.

Esto ciertamente explicaría el colapso repentino en la moral de los hombres de Himilco.

Bu kesinlikle Himilco'nun adamları arasında ki ani moral çöküşünü açıklıyor

Este es ciertamente el jugo más delicioso que jamás he bebido en mi vida.

Bu kesinlikle yaşamımda içtiğim en lezzetli meyve suyu.

Éstos programas ciertamente ayudaron a los pobres, pero también tenían un propósito para Chávez.

Bu programlar açıkça fakirlere yardım etti, ama Chavez için de bir amaca hizmet ediyordu

Habiendo siendo leal a la facción Aybak,Qutuz ciertamente tenía unos cuantos enemigos y rivales.

Aybak Kabilesine sadık olan Qutuzun az düşmanı vardı

Ciertamente ese proyecto es una tarea difícil, pero el señor Hara podrá llevarla a cabo.

Bu projenin zor bir görev olduğu doğru,fakat Mr Hara bunun üstesinde gelebilecektir

Ciertamente, mi hermana cuida con gusto a mi hijo, pero aun así siempre debo mudarlo yo.

Ablam oğluma bakmayı seviyor, ama ben hala onun bezini her zaman değiştirmek zorunda olan biriyim.

Un león es ciertamente mucho más fuerte que una sola hiena, pero había tres veces más hienas que leones.

Bir aslan kesinlikle tek sırtlandan çok daha güçlüdür ancak orada aslanların üç katı kadar fazla sırtlan vardı.

Cuando me miras con este conjunto, ciertamente me veo como un atleta, pero la verdad es que no hago ningún deporte en absoluto.

Bu kıyafet içinde sporcu gibi oldum da, ben hiç spor yapmıyorum ki.