Translation of "Trabajaba" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Trabajaba" in a sentence and their turkish translations:

Cantaba mientras trabajaba.

O, çalışırken şarkı söyledi.

Fingí que trabajaba.

Çalışıyor gibi davrandım.

Tom trabajaba solo.

Tom işte tek başına çalıştı.

Tomás trabajaba ahí.

Tom orada çalıştı.

Trabajaba en Australia.

Ben Avustralya'da çalışırdım.

Trabajaba para un banco.

Bir banka için çalıştım.

Tomás trabajaba como granjero.

Tom bir çiftçi olarak çalıştı.

Tomás trabajaba con María.

Tom, Mary ile çalıştı.

Entonces Sami no trabajaba.

Sami'nin o zaman bir işi yoktu.

Mi hermano trabajaba en Francia.

Benim kardeşim Fransa'da çalışıyordu.

- Trabajó mucho.
- Él trabajaba mucho.

O çok çalışıyordu.

Aquí es donde trabajaba Tom.

Bu, Tom'un çalıştığı yer.

¿En dónde trabajaba Tom entonces?

Tom o zaman nerede çalışıyordu?

Trabajaba todos los fines de semana.

Hafta sonları çalışıyordum.

Que mientras trabajaba a tiempo completo,

''Okulu bitirmem gerek.'' diye gaza gelmiştim.

Como progenitora, mi madre trabajaba duro,

Bir ebeveyn olarak annem çiftçiliği, ucuz mal ticaretini

Trabajaba mucho para ganar mucho dinero.

Çok para kazanmak için çok çalıştı.

Tom quería saber dónde trabajaba Mary.

Tom Mary'nin nerede çalıştığını bilmek istiyordu.

Tom trabajaba para una firma petrolera.

Tom bir petrol şirketi için çalıştı.

Clara preguntó por qué trabajaba tanto.

Clara neden bu kadar çok çalıştığımı sordu.

Ella tuvo un accidente mientras trabajaba.

O çalışırken bir kaza yaptı.

De varias corporaciones con las que trabajaba,

kadınların da olduğundan emin oldum.

Este es el lugar donde él trabajaba.

Bu onun çalıştığı yer.

Tom trabajaba con Mary en un supermercado.

Tom,Mary ile bir süpermarkette çalıştı.

Mary trabajaba de camarera a tiempo parcial.

Mary yarı zamanlı garsonluk yaptı.

Cuando ella era estudiante, trabajaba como camionera.

O bir öğrenci iken, o bir kamyon sürücüsü olarak çalıştı.

- ¿Dónde trabajabas?
- ¿Dónde trabajaba usted?
- ¿Dónde trabajaban?

Sen nerede çalıştın?

Ésta es la tienda donde yo trabajaba.

- O, daha önce çalıştığım mağazadır.
- O, çalıştığım dükkan.

Tom trabajaba mucho más que cualquier otro.

Tom başka herhangi birinden daha çok çalıştı.

Hace varios años trabajaba en un lugar intenso.

Birkaç yıl önce, yoğun bir yerde çalışıyordum.

Trabajaba en países donde la polio era habitual

Çocuk felcinin yaygın olduğu ülkelerde çalışıyordum,

Mientras trabajaba en la mejora de la IA

Anladım ki yapay zekâyı geliştirmek üzere çalışıyorken

Mi padre trabajaba a media jornada como maestro,

Babam yarı zamanlı çalışıp öğretmenlik eğitimi gördü

Ella trabajaba lado a lado con otros hombres.

Erkeklerle yan yana çalıştı.

Él trabajaba duro para mantener a su familia.

Ailesine bakmak için çok çalıştı.

Ella trabajaba de la mañana a la noche.

O, sabahtan akşama kadar çalıştı.

Es la tienda en la que trabajaba antes.

O, daha önce çalıştığım mağazadır.

Tom dijo que no sabía dónde trabajaba Mary.

Tom Mary'nin nerede çalıştığını bilmediğini söyledi.

Cuando vivía en Londres trabajaba en un banco.

Londra'da yaşadığımda bir bankada çalışırdım.

Él no trabajaba los domingos a la noche.

O, Pazar gecesi çalışmadı.

Mi madre trabajaba con toda el alma para criarnos.

Annem bizi yetiştirmek için çok çalıştı.

Mi padre trabajaba duro de día y de noche.

Babam gece gündüz çok çalıştı.

Y trabajaba en casos perdidos de un hospital psiquiátrico

ve bir psikiyatri hastanesinin özel koğuşunda çalıştım

Y después, yo trabajaba en un servicio que falsificaba documentos

Sonra... Sahte evrak hazırlayan bir serviste çalışıyordum,

Mientras trabajaba en un banco, enseñaba economía en una universidad.

Bankada görevlendirildiğinde ,kolejde ekonomi öğretti.

La persona que le disparó a JFK trabajaba para la CIA.

JFK'yi vuran kişi CIA için çalışıyordu.

¿Acaso él trabajaba para los comunistas? Supongo que jamás lo sabremos.

Komünistler için mi çalıştı? Bence asla bilemeyeceğiz.

Tom tuvo que cuidar al hijo de Mary mientras ella trabajaba.

Tom, o çalışırken Mary'nin oğluna bakmak zorunda kaldı.

- Él trabajó para un hombre rico.
- Él trabajaba para un hombre rico.

- O, zengin bir adam için çalıştı.
- Zengin bir adam için çalıştı.

Ella conoció a Tom mientras trabajaba a tiempo parcial en el rancho.

Çiftlikte part-time çalışırken Tom'la tanıştı.

Roger trabajaba en cualquier trabajo que era capaz de encontrar durante el día.

Roger bulabildiği herhangi bir işte gün boyunca çalıştı.

- Él trabajaba día y noche, y cayó enfermo.
- Trabajó demasiado y se puso enfermo.

Çok çalıştı, ve hasta oldu.

Nos enseñaron que Fernando Magallanes era portugués pero que él trabajaba a servicio de España.

Bize Ferdinand Magellan'ın Portekizli olduğu ama İspanya'nın hizmetinde çalıştığı öğretildi.

La aldeana Lakchmamma trabajaba en un campo en Karnataka, cuando su preciada cabra de pronto se fue.

Köylü Lakchmamma değerli keçisi aniden koşmaya başladığında Karnataka'daki bir tarlada çalışıyordu.

- El verano pasado trabajé a medio tiempo en una granja.
- El verano pasado trabajaba media jornada en una granja.

Geçen yaz bir çiftlikte yarım zamanlı olarak çalıştım.

- La madre Teresa era una monja católica que vivía y trabajaba en Calcuta, en la India.
- La Madre Teresa era una monja católica que vivió y trabajó en Calcuta, India.

Rahibe Teresa Hindistan, Kalküta'da yaşamış ve çalışmış Katolik bir rahibeydi.