Translation of "​​a" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "​​a" in a sentence and their turkish translations:

- Ve a encontrar a Tom.
- Vayan a encontrar a Tom.
- Vete a buscar a Tom.

Git Tom'u bul.

- Yo fui a Tokio a ver a Tony.
- Fui a Tokio a ver a Tony.

Ben Tony'yi görmek için Tokyo'ya gittim.

Voy a ir a visitar a Tom a la cárcel.

Tom'u hapishanede ziyaret edeceğim.

- Ayuda a Tom a estudiar.
- Ayúdale a Tom a estudiar.

Tom'un çalışmasına yardımcı ol.

- Voy a parar a Tom.
- Voy a detener a Tom.

Tom'u durduracağım.

Voy a ir a casa a bañarme.

Eve gidip banyo olacağım.

Voy a ir a despertar a Tom.

Tom'u uyandırmaya gideceğim.

¿A dónde vas a ir a almorzar?

Öğle yemeğini nerede yiyeceksin?

A Tom comenzó a temerle a Mary.

Tom, Mary'den korktu.

- Empieza a cantar.
- Empiece a cantar.
- Empezad a cantar.
- Empiecen a cantar.
- Comienza a cantar.
- Comience a cantar.
- Comenzad a cantar.
- Comiencen a cantar.

Şarkı söylemeye başlayın.

- ¿Lo invitaste a Tom a cenar?
- ¿Invitaste a cenar a Tom?

Tom'u akşam yemeğine davet ettin mi?

- Venga a verme a las once.
- Venid a verme a las once.
- Ven a verme a las once.

Gel ve saat on birde beni gör.

- Encontralo a Tomás.
- Encuéntralo a Tomás.
- Encuéntrelo a Tomás.
- Encuéntrenlo a Tomás.
- Encuentre a Tom.
- Encuentren a Tom.

Tom'u bul.

- Bienvenido a Tatoeba.
- Bienvenida a Tatoeba.
- Bienvenidos a Tatoeba.
- Bienvenidas a Tatoeba.
- ¡Bienvenido a Tatoeba!

- Tatoeba'ya hoş geldiniz.
- Tatoeba'ya hoş geldiniz!

Voy a Berlín a visitar a mi amigo.

Arkadaşımı ziyaret etmek için Berlin'e gideceğim.

Tom invitó a Mary a salir a almorzar.

Tom Mary'yi öğle yemeği yemek için dışarı davet etti.

Invité a Ken, a Bill y a Yumi.

Ken, Bill ve Yumi'yi davet ettim.

A veces va a Tokio a hacer negocios.

İş için bazen Tokyo'ya gider.

Voy a ir a buscar a Tom ahora.

Şimdi Tom'u almaya gideceğim.

Me voy a quedar a ayudar a Tom.

Burada kalıp Tom'a yardım edeceğim.

Tom fue a Boston a ver a Mary.

Tom Mary'yi görmek için Boston'a gitti.

¿A quién vas a traer a la obra?

Oyuna kimi getiriyorsun?

Tom ayudó a Mary a volver a comenzar.

Tom Mary'nin tekrar baştan başlamasına yardım etti.

Tom fue a ver a Mary a Boston.

Tom Mary ile buluşmak için Boston'a gitti.

- He visto a Tom besar a Mary.
- Vi a Tom besar a Mary.
- Vi a Tom besando a Mary.

Tom'un Mary'yi öptüğünü gördüm.

- Vete a dormir.
- ¡Váyanse a dormir!
- Andate a dormir.
- ¡Ve a dormir!
- Ve a la cama.
- ¡Vete a dormir!

Uyumaya git.

- Ven a verme.
- Venid a verme.
- Vengan a verme.
- Venga a verme.

Beni görmeye gel.

- Bienvenida a Boston.
- Bienvenidas a Boston.
- Bienvenido a Boston.
- Bienvenidos a Boston.

Boston'a hoş geldiniz.

- Avísale a Tom.
- Avísele a Tom.
- Avísenle a Tom.
- Avisale a Tom.

Tom'u uyar.

- Vi a Tom besar a Mary.
- Vi a Tom besando a Mary.

Tom'un Mary'yi öptüğünü gördüm.

- Pregúntale a cualquiera.
- Preguntadle a cualquiera.
- Pregúntele a cualquiera.
- Pregúntenle a cualquiera.

Birine sor.

- Seguilo a Tomás.
- Síguelo a Tomás.
- Sígalo a Tomás.
- Síganlo a Tomás.

- Tom'u izle.
- Tom'u takip et.

- Tom mandó a casa a Mary.
- Tom mandó a Mary a casa.

Tom, Mary'yi eve gönderdi.

- Va a volver a ocurrir.
- Va a volver a pasar otra vez.

Bu tekrar olacak.

- Voy a avisar a Tom.
- Le advertiré a Tom.
- Alertaré a Tom.

Tom'u uyaracağım.

- Encontrarás a alguien.
- Encontraréis a alguien.
- Encontrará a alguien.
- Encontrarán a alguien.

Birini bulacaksın.

- Vas a abandonar a tus hijos.
- Van a abandonar a sus hijos.

Çocuklarını terk edeceksin.

- ¡Bienvenido a bordo!
- ¡Bienvenida a bordo!
- ¡Bienvenidos a bordo!
- ¡Bienvenidas a bordo!

Güverteye hoş geldiniz!

- Él cita a Shakespeare a menudo.
- Él cita a menudo a Shakespeare.

Sık sık Shakespeare'den alıntılar yapar.

- Fuimos a la playa a nadar.
- Fuimos a nadar a la playa.

Biz sahilde yüzmeye gittik.

>> A.

A

- ¿A qué hora te vas a dormir?
- ¿A qué hora te vas a la cama?
- ¿A qué hora se va a dormir?
- ¿A qué hora os vais a dormir?
- ¿A qué hora se van a dormir?

Saat kaçta yatmaya gidersin?

Vengo a advertirles a todos.

işte hepinize bir uyarı.

Aprenderé a montar a caballo.

at sürmeyi öğrenebilirdim.

A Uds. y a mí.

beni ve sizi.

Voy a matar a papá.

Babamı öldüreceğim.

¿A qué vamos a jugar?

Ne oynayalım?

Comenzó a llover a cántaros.

Çok yağmur yağmaya başladı.

¿A quién vas a enviarlo?

Kime vereceksin?

Fuimos a esquiar a Canadá.

Biz Kanada'da kayak yapmaya gittik.

¿Vas a venir a visitarme?

Beni ziyarete gelecek misiniz?

Ayúdame a aprender a conducir.

Araba sürmeyi öğrenmeme yardım et.

Vendré a mediodía a recogerte.

Seni almak için öğleyin geleceğim.

Vete a despertar a Mary.

Git ve Mary'yi uyandır.

Volvimos a casa a pie.

Yürüyerek eve geldik.

Lleva a Tom a casa.

Tom'u eve götür.

Ven a conocerlos a todos.

Herkesi karşılamaya gel.

Vayamos a encontrar a Tom.

Hadi gidelim ve Tom'u bulalım.

Invité a Jane a cenar.

Jane'i akşam yemeğine davet ettim.

Vete a besar a otro.

Git başka birini öp.

Voy a llamar a Tom.

Tom'u arayacağım.

Vayamos a despertar a Tom.

Hadi, Tom'u uyandırmaya gidelim.

Voy a ver a Tom.

Tom'u göreceğim.

Llevaré a Tom a casa.

Tom'u eve götüreceğim.

¡Vamos a derrotar a Japón!

Haydi Japonya'yı yenelim!

Fui a visitar a Judy.

Judy'yi ziyaret ettim.

A veces viene a verme.

Bazen beni görmeye gelir.

¿Fue a ver a Mary?

- O, Mary'yi görmeye gitti mi?
- O, Mary'yi görmek için gitti mi?

Iré a preguntarle a Tom.

Tom'a sormaya gideceğim.

Invité a Tom a almorzar.

Tom'u öğle yemeğine davet ettim.

Vete a despertar a Tom.

Git ve Tom'u uyandır.

Voy a volver a Boston.

Boston'a geri döneceğim.

Voy a recoger a Tom.

Tom'u alacağım.

Voy a ir a sentarme.

Gidip oturacağım.

Voy a seguir a Tom.

Tom'u takip edeceğim.

Iba a llamar a Tom.

- Tom'u aramak üzereydim.
- Tom'u arayacaktım.

Iré a decirle a todos.

Herkese söylemeye gideceğim.

Iba a ver a Tom.

Tom'u görecektim.

Voy a ayudar a Tom.

- Tom'a yardım edeceğim.
- Tom'a yardım etmeye gidiyorum.

Voy a ir a Boston.

Boston'a gidiyorum.

Vine a salvar a Tom.

Tom'u kurtarmak için geldim.

Iremos a ver a Tom.

Tom'u görmeye gideceğiz.

Iremos a visitar a Tom.

Tom'u ziyaret edeceğiz.

Vamos a ir a Boston.

Biz Boston'a gidiyoruz.

Va a ir a peor.

Daha kötü olacak.

Ve a buscar a Tom.

Tom'u bulmaya git.

¿A quién vas a votar?

Kim için oy veriyorsun?

¿Volveremos a ver a Tom?

Tom'u tekrar görecek miyiz?

Vayamos a ver a Tom.

Tom'u görmeye gidelim.

Ve a ayudar a Tom.

Tom'a yardım etmeye git.

Ve a ver a Tom.

Tom'u görmeye git.

Vamos a seguir a Tom.

Tom'u takip edeceğiz.

Invita a salir a Mary.

Mary'ye çıkma teklif et.