Translation of "¿ganó" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "¿ganó" in a sentence and their turkish translations:

Tom ganó.

Tom kazandı.

¿Ganó Tom?

Tom kazandı mı?

La arquitectura ganó.

Yapı mimarisi kazandı.

¿Qué lado ganó?

Hangi taraf kazandı?

Nuestro equipo ganó.

Takımımız kazandı.

Tom no ganó.

Tom kazanmadı.

Dime quién ganó.

Bana kimin kazandığını söyle.

Adivina quién ganó.

Kimin kazandığını tahmin et.

¿Qué equipo ganó?

Hangi takım kazandı?

- Nuestro equipo ganó el juego.
- Nuestro equipo ganó el partido.

Bizim takım oyunu kazandı.

Tom ganó la apuesta.

Tom bahsi kazandı.

Tom ganó el triatlón.

Tom triatlonu kazandı.

Tom ganó la competencia.

Tom yarışmayı kazandı.

Tom ganó el campeonato.

Tom şampiyonluğu kazandı.

Él lo ganó todo.

O her şeyi kazandı.

Ella ganó la lotería.

O piyango kazandı.

El equipo local ganó.

Ev sahibi takım kazandı.

Tom ganó la discusión.

Tom tartışmayı kazandı.

Tom ganó otra vez.

Tom tekrar kazandı.

Tom ganó la carrera.

Tom yarışı kazandı.

Lincoln ganó las elecciones.

Lincoln seçimi kazandı.

Ella ganó el concurso.

O, yarışmayı kazandı.

Tom ganó un premio.

Tom bir ödül kazandı.

- Él ganó una medalla de bronce.
- Ganó una medalla de bronce.

O bronz bir madalya kazandı.

Harvard solo ganó cuatro veces.

Harvard sadece dört kez kazandı.

¿Qué equipo ganó el juego?

Hangi takım oyunu kazandı?

Él ganó dinero vendiendo periódicos.

- Gazete dağıtarak para kazandı.
- Gazete teslim ederek para kazanıyordu.

Él se ganó la lotería.

- Milli Piyango´da kazandı.
- O lotoyu kazandı.

- ¿Quién ganó?
- ¿Quién ha ganado?

Kim kazandı?

Afortunadamente, él ganó el partido.

Neyse ki, o oyunu kazandı.

El alcalde ganó las elecciones.

Belediye başkanı seçimi kazandı.

Tomás ganó el premio Nobel.

Tom bir Nobel ödülü kazandı.

María ganó el premio Nobel.

Mary bir Nobel ödülü kazandı.

¿No ganó usted la apuesta?

Bahisi kazanmadın mı?

Mi equipo ganó el partido.

- Benim takım maçı kazandı.
- Takımım maçı kazandı.

Él ganó las elecciones siguientes.

O, bir sonraki seçimi kazandı.

Ella ganó treinta mil dólares.

O otuz bin dolar kazandı.

Tom me ganó otra vez.

Tom beni tekrar yendi.

Tom casi ganó la carrera.

Tom neredeyse yarışı kazandı.

- Fue Janet quien ganó el primer lugar.
- Fue Janet quien ganó el primer premio.

Birincilik ödülünü kazanan Janet'ti.

- Tom le ganó a Mary en damas.
- Tom ganó a Mary a las damas.

Tom damada Mary'yi yendi.

¿Quién ganó esta pelea? ¿Las Vegas?

Bu dövüşü kim kazandı? Las Vegas?

Parece que Tom ganó la carrera.

Tom yarışı kazanmış gibi görünüyor.

Él ganó la carrera con facilidad.

O kolaylıkla yarışı kazandı.

Ella ganó el concurso de belleza.

Güzellik yarışmasını kazandı.

Su caballo ganó por tres cuerpos.

Onun atı üç boy farkla kazandı.

Ganó el premio la semana pasada.

O, geçen hafta ödül kazandı.

Él ganó una medalla de plata.

O gümüş bir madalya kazandı.

Él ganó la carrera otra vez.

Yarışı yine kazandı.

Tom se ganó un auto gratis.

- Tom ücretsiz bir araba kazandı.
- Tom bedava bir araba kazandı.

En resumen, él ganó mucho dinero.

Kısacası, çok para kazandı.

Tomás ganó la maratón de Boston.

Tom Boston Maratonunu kazandı.

No ganó nada con decirme eso.

O, bunu bana söyleyerek hiçbir şey kazanmadı.

¿De verdad Jerry ganó una lotería?

Jerry gerçekten bir piyango kazandı mı?

Tom ganó $10,000 en la lotería.

Tom piyangoda 10.000 dolar kazandı.

- ¡Has ganado!
- ¡Ganó usted!
- ¡Ganaste vos!
- ¡Ganaste tú!
- ¡Ganasteis vosotros!
- ¡Ganaron ustedes!
- ¡Ustedes ganaron!
- ¡Ganaron!
- ¡Vosotros ganasteis!
- ¡Ganasteis!
- ¡Usted ganó!
- ¡Ganó!
- ¡Vos ganaste!
- ¡Tú ganaste!
- ¡Ganaste!

Sen kazandın!

Él se ganó el amor de ella.

Onun sevgisini kazandı.

¿Es verdad que él ganó la carrera?

Onun yarışı kazandığı gerçek mi?

Ganó el concurso de las remeras mojadas.

O, ıslak tişört yarışmasını kazandı.

Paul ganó mucho dinero el año pasado.

Paul geçen yıl çok para kazandı.

Holanda ganó la Copa Mundial del 2010.

2010 Dünya Kupası'nı Hollanda kazandı.

El coche ganó velocidad poco a poco.

Araba yavaş yavaş hız kazandı.

Ella ganó fama imperecedera por su obra.

O, çalışması sayesinde sonsuz üne ulaştı

¿Leíste el libro que ganó el premio?

Ödülü kazanan kitabı okudunuz mu?

Tom ganó el premio Nobel de física.

Tom, fizikte Nobel Ödülü'nü kazandı

- ¿Quién ha ganado hoy?
- ¿Quién ganó hoy?

Bugün kim kazandı?

- En 1958, Brasil ganó su primera Copa del Mundo.
- En 1958, Brasil ganó su primera Copa Mundial.

1958'de, Brezilya ilk Dünya Kupası zaferini kazandı.

- Tom ganó el Oscar al mejor actor secundario.
- Tom ganó el Oscar al mejor actor de reparto.

Tom en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında oskar kazandı.

Todavía hay dudas sobre cómo ganó las elecciones

seçimi nasıl kazandığı konusunda hala şüpheler var

O entregar la información que ganó más dinero.

veya da en çok parayı kazandığı bilgiyi ulaştırıyormuş.

Para mi sorpresa, él se ganó el premio.

Benim için sürpriz oldu, o, ödülü kazandı.

Ese atleta ganó el torneo tres veces seguidas.

O sporcu bu turnuvada üst üste üç kez kazandı.

Tom se ganó un viaje gratis a Boston.

Tom Boston'a ücretsiz bir gezi kazandı.

Tal como se esperaba, él ganó el premio.

Beklenildiği gibi, ödülü kazandı.

Él ganó la elección por una gran mayoría.

Büyük bir çoğunlukla seçimi kazandı.

Tom ganó treinta mil dólares el mes pasado.

Tom geçen ay otuz bin dolar kazandı.

Para hacerlo corto: ella ganó y yo perdí.

Uzun lafın kısası: o kazandı ve ben kaybettim.

Él era el más fuerte. Ganó el partido.

En güçlüsü oydu. Maçı o kazandı.

Para nuestra sorpresa, él ganó el gran premio.

Bizim için sürpriz oldu, o büyük ödülü kazandı.

Manchester United ganó el partido cuatro a dos.

Manchester United maçı 4-2 kazandı.

Holanda ganó la Copa del Mundo de 2010.

Hollanda 2010 Dünya Kupası'nı kazandı.

No ganó el premio, pero le anduvo cerca.

O, ödülü kazanmadı, ama ona çok yaklaştı.

Él ganó por un pequeño número de votos.

Çok az sayıda oyla kazandı.

- Él ganó el primer premio en el torneo de ajedrez.
- Él ganó el primer premio del torneo de ajedrez.

O, satranç turnuvasında birincilik ödülü aldı.

- ¿Ganaste el caso?
- ¿Ganasteis el caso?
- ¿Ganó el caso?
- ¿Ganó usted el caso?
- ¿Ganaron el caso?
- ¿Ganaron ustedes el caso?

Davayı kazandın mı?

El jugador ganó el campeonato por tres veces seguidas.

Oyuncu üst üste üç kez şampiyonluk kazandı.

La campaña tuvo éxito y él ganó las elecciones.

Kampanya başarılı oldu ve o seçimi kazandı.

Fue de pura casualidad que él ganó la partida.

Oyunu kazanması tamamen şanstı.

- Ganó el primer premio.
- Él obtuvo el primer premio.

O, birincilik ödülü aldı.

Él ganó un premio en el concurso de ortografía.

O, yazım yarışmasında bir ödül kazandı.

Tom ganó la partida haciendo el mate del pastor.

Tom oyunu çoban matı yaparak kazandı.

Y ganó el Premio Nobel en física en los 70,

70'li yıllarda Fizik alanında Nobel Ödülü aldı

Su enfoque práctico y humano ganó respeto y produjo resultados.

Pratik ve insancıl yaklaşımı saygı kazandı ve sonuçlar getirdi.

El equipo ganó las semifinales y avanzó a la final.

Takım yarı finali kazandı ve finale yükseldi.