Translation of "¡paga" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "¡paga" in a sentence and their turkish translations:

¿Quién te paga?

Sana kim ödeme yapıyor?

Nadie aquí paga.

Burada hiç kimse ödemez.

- ¿Quién te paga el salario?
- ¿Quién te paga el sueldo?

Maaşını kim ödüyor?

La honestidad no paga.

Dürüstlük bedel ödemez.

Paga tu billete aquí.

Ücretinizi burada ödeyin.

La paga es buena.

Maaş iyidir.

La paga es horrible.

Ödeme berbat.

¿Cuánto te paga Tom?

- Tom sana ne kadar öder?
- Tom size ne kadar öder?
- Tom sana ne kadar ödüyor?
- Tom size ne kadar ödüyor?

Paga lo que puedas.

Elinden geleni öde.

Este trabajo no paga.

Bu iş karşılığını ödemiyor.

Paga tu propia comida.

Kendi yemeğinizi ödeyin.

¿Y quién paga el precio?

Peki bedelini kim öder?

La honestidad no siempre paga.

Dürüstlük her zaman karşılığını vermez.

¡Eeh! ¡Scott! ¡Paga mi factura!

Hey! Scott! Faturamı öde!

Él exigió una mejor paga.

Daha iyi bir ücret talep etti.

Paga lo que tu quieras.

İstediğini öde.

¿Es hoy día de paga?

Bugün maaş günü mü?

Paga tu renta por adelantado.

Kiranı peşin ödemelisin.

Por favor, paga la contribución.

Lütfen vergi ödeyin.

El desayuno se paga extra.

Kahvaltı için ekstra bir ücret var.

Si quieres calidad, paga por ella.

Eğer kalite istiyorsanız, bunun için ödeme yapın.

¿Cuánto paga de gas por mes?

O her ay gaz için ne kadar ödeme yapar?

- ¿Quién va a pagar?
- ¿Quién paga?

Kim ödüyor?

Pero cuando el fondo paga la fianza,

Ancak fon kefaletlerini ödediğinde

No malgastes tu paga en cosas inútiles.

Cep harçlığını yararsız şeylere harcama.

Se le paga un salario mensual atractivo.

Ona cömert bir aylık maaş ödenir.

Él paga con una tarjeta de crédito.

O, bir kredi kartı ile ödüyor.

Siempre soy yo quien paga la cuenta.

Hep hesap ödeyen ben oluyorum.

Se les paga por el poder de negociar,

Pazarlık güçleri kadar ödeniyor

Los trabajadores reciben la paga todos los viernes.

İşçiler her Cuma ücretlerini alırlar.

Antes de bajar del taxi, se paga la tarifa.

Taksiden inmeden önce yol parasını öderiz.

A las personas no se les paga lo que valen.

İnsanlara değerleri kadar ödenmiyor.

La paga de cada uno es proporcional a su trabajo.

Her birinin ödemesi onun eseri ile orantılıydı.

Te puedo asegurar que tu honestidad paga a la larga.

Dürüstlüğün uzun vadede ödeme yaptığına seni temin edebilirim.

- Mañana es día de pago.
- Mañana es día de paga.

Yarın maaş günü.

Tom no estaba satisfecho con la paga que estaba recibiendo.

Tom aldığı ödemeden memnun değildi.

Tom paga la renta el primer día de cada mes.

Tom her ayın ilk gününde kira öder.

Pero si paga a Google, puede llegar fácilmente a las personas.

Fakat siz Google'a para öderseniz insanlara kolaylıkla ulaştırabilirsiniz.

Que a las mujeres se les paga menos por el mismo trabajo.

aynı iş için kadınlara daha az ücret ödendiğini sanıyor.

Según un rumor, él le paga a su esposa $ 250,000 en compensación.

bir rivayete göre karısına 250 bin $ tazminat ödüyor

- El crimen no paga.
- El crimen no compensa.
- La delincuencia no compensa.

- Suçlu önünde sonunda yakalanır.
- Suç işlersen bedelini ödersin.

- La vida comienza cuando uno paga impuestos.
- La vida comienza cuando pagas impuestos.

Yaşam vergi ödeyince başlar.

- El pago es terrible.
- El salario es pésimo.
- La paga es de lo peor.

Ödeme çok kötü.

Un voluntario es un hombre que realiza labores útiles para la sociedad sin paga.

Bir gönüllü ödeme olmadan topluma yararlı işler yapan bir kişidir.

- Quizá ella venga mañana.
- El trabajo paga bien, pero por otro lado tengo que trabajar doce horas diarias.

iş iyi para kazandırıyor,fakat diğer taraftan günde on iki saat çalışmam gerekiyor.