Examples of using "“Театр“" in a sentence and their turkish translations:
Tiyatro sever misin?
Birlikte tiyatroya gidelim.
Tiyatroyu severim. Ben sık sık tiyatroya giderim.
O, hangi tiyatrodur?
- Bu gece tiyatroya gidiyor musun?
- Bu gece sinemaya gidiyor musun?
Yarın tiyatroya gideceğiz.
Tiyatroya gidiyoruz.
Tiyatro yavaş yavaş insanlarla doluyordu.
Seyirci tiyatroya giriyor.
Tom tiyatroyu çok seviyordu.
Tiyatroya gideceğim.
Tom, Mary ile tiyatroya gitti.
Bu gece tiyatroya gitmiyor musun?
O, tiyatroya gitmeyi sever.
Tiyatro biletlerini kim alacak?
- Tiyatro boştur.
- Tiyatro boş.
Sonra tiyatroya gittik.
Tiyatro pazar günleri açardı.
Bir oyun izlemek için hepimiz tiyatroya gittik.
Şimdi nereye gidelim? Tiyatroya mı yoksa sinemaya mı?
arkasından tiyatro ve Ertem Eğilmez ile sinema hayatı başladı
1888 Opera Binası,
San Fransisco'nun en eskisi,
Bu tiyatro üç bin kişiyi alacak.
Köşedeki tiyatroya gidiyorum.
Bu akşam tiyatroya gidelim.
Tiyatronun girişinde bir insan kalabalığı vardı.
Dün gece, biz tiyatroya gittik.
Tiyatro genellikle bu zamanda açılır.
Sinemaya mı yoksa tiyatroya mı gitmek istersin?
Modern bir dram izlemek için tiyatroya gittim.
Ben tiyatroya giderken Yoko ile karşılaştım.
Tom tiyatronun önünde kendi el yazısıyla imza atıyordu.
Karım ve ben dün tiyatroya gittik.
Keşke Tom dün gece tiyatroya gitseydi.
- Ben konserin ortasında tiyatroyu terk etmek zorunda kaldım.
- Konserin ortasında tiyatroyu terk etmek zorunda kaldım.
Beraber akşam yemeğine çıkacağız sonra da tiyatroya gideceğiz.
Tiyatroya giderken Yoko'ya rastladım.
İyi koltuklar edinebilmemiz için tiyatroya erken gidelim.
Tiyatroya pazartesi ya da peeşembe gidelim.
Bu akşam tiyatroya gitmek ister misiniz?
O Londra'da iken sık sık tiyatroya giderdi.
Tiyatroya erken gittik bu yüzden iyi koltuklar alabildik.
İyi bir koltuk almak için tiyatroya erken gittim.
İyi koltuklar almak için tiyatroya erken gittik.
Dün operaya gittim.
Tiyatroya erken gittim bu yüzden iyi bir koltuk alabildim.
Babam mı? O, kütüphane, sinema ve tiyatroya gider. Çok aktiftir.
Adam Tom'a baktı, sonra sahne kapısından dışarı karanlık Londra caddesine doğru gözden kayboldu.