Examples of using "старое" in a sentence and their turkish translations:
Bu eski bir bina.
Bu eski bir isim.
Bu eski bir kural.
Bu eski bir mektup.
O eski bir piyano.
Bu bina eski.
Eski bina yıkıldı.
Eski elbisem mavi.
Bina eski ama sağlam.
Eski bir ağaç gölge sağlar.
Eski ceketimi Tom'a verdim.
Eski paltomu ona verdim.
Eski kısıtlamayı kaldırmaya karar verdiler.
Benim eski paltoyu elden çıkardım.
Eski binayı yıkmaya karar verdiler.
- Eski hatıraları canlandırmak istemiyorum.
- Eski defterleri açmak istemiyorum.
Eski araba hurda için alındı.
Bu bina yeni, şu ise eski.
Bu eski.
Bu eski.
Eski ceketimi onlara verdim.
Eski paltomu ona verdim.
Onların eski binayı yıkışını izledim.
Böyle havada eski ceketimi giyerim.
Onlar eski binayı iki gün içinde yıkacaklar.
Eski güzel günler geçti, asla dönmeyecek.
Bu çok eski.
Eski ceketimi yıprattığım için yeni bir tane almam gerekiyor.
Bu çok eski.
Bu ağaç, bu ormandaki en uzun ve en yaşlı olanıdır.
Yeni bir tane almak için eski ehliyetini teslim etmen gerekir.
Kütüphane penceresindeki eski kehaneti okudun mu?
Aldığım taksi çok eski ve küçüktü.
Tom okula geç kaldığı için her zaman aynı eski bahaneyi verir.
- Tom ve Mary eski bir filmi izlerken TV'nin önünde birkaç saat dinlendiler.
- Tomve Mary eski bir film izlerken birkaç saat televizyonun önünde dinlendiler.
Tom eskisini bana verdi.
Bahçede yaşlı bir kiraz ağacı var.
Mary eskisi oldukça yırtık pırtık olduğundan dolayı ütü masası için yeni bir örtü alması gerektiğini düşündü.