Examples of using "сообщить" in a sentence and their turkish translations:
Tom'u rapor etmen gerekir.
Bildirecek bir şeyim yok.
Detayları bana daha sonra verebilirsin.
- Sadece bilmeni istedim.
- Sadece bilmenizi istedim.
Onlara bildirmem gerekiyor.
Ona bildirmem gerekiyor.
Ona bildirmem gerekiyor.
Ne olduğunu Tom'a bildirebilir misin?
Bildirecek bir şeyim yok.
Onların bilmesine izin veremem.
Ona bildiremem.
Ben ona bildiremem.
Sanırırm Tom'u bilgilendirsek iyi olur.
Bunu polise bildirmeliydin.
Bunu polise bildirmelisin.
Sonucunu başkanınıza haber vermelisiniz.
- Bir hırsızlığı rapor etmek istiyorum.
- Bir hırsızı ihbar etmek istiyorum.
Tom'a bildirilmeli.
Nerede olduğumu Tom'a bildirmeliyim.
Bir suç bildirmek istiyorum.
Sana iyi haber vermek için dün gece seni aradım.
Yine bir bilgilendirme daha yapmak isterim sizlere
Seni polise ihbar edeceğim.
Onlar pazartesi günü bana sonuçları söyleyecek.
Tom bana sana iyi olduğunu söylememi istedi.
Onları bilgilendirmeliyiz.
Kime bildirmeliyim?
Başkanı bilgilendirmemiz gerekir.
Ne yazık ki, gezinin iptal olduğunu size bildirmeliyim.
Bunu sana anlatmanın başka yolunu bulamadım.
Tom'a bildirmeliyim.
Tom'un haberdar edilmesi gerekir.
Onlara bilgi vermeyi reddetti.
Size bildirmekten mutluluk duyarım ki, oğlum üç ay sonra dünya evine giriyor.
Bunu polise bildirmeliydim ama bildirmedim.
Lütfen bana boyunu ve ağırlığını söyler misin?
Birkaç dakika daha olacağını onlara bildirir misin?
Tom, polisi Mary'nin kayıp olduğunu bildirmek için aradı.
Ben onun hakkında size bildirmek istedim ama Tom bir şey söylemememi söyledi.
Bunu ona bildirmek zorundayım.
Tom arabasının çalındığını bildirmek için sigorta şirketini aradı.
dekan ise bari mezuniyet töreninde basına haber verelim diyerek ikna etti Kemal Sunal'ı
Neredeyse önemli haberi sana söylemeyi unutuyordum.
Kaydederken bir hata oluştu. Lütfen tekrar deneyin ya da bunu bildirmek için bizimle temas kurun.
Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.
Ne bulduğumu sana söylemek için buraya geldim.
Onlara onu söylemek zorundayım.
Sana önemli bir şey söylemek üzereyim.
Onu bana daha önce söylemeliydin.