Examples of using "сидела" in a sentence and their turkish translations:
O oturuyordu.
Sandalyenin üstünde bir kedi oturuyordu.
O bankta oturdu.
O, bir ağacın altında oturuyordu.
Bütün aile kamp ateşinin etrafında oturuyordu.
Hiroko orada tek başına oturdu.
Mary kanepede yalnız oturuyordu.
Kadın, iki erkek arasında oturuyordu.
Tom'un arabasında bir kız vardı.
Leyla bir otobüs durağında oturuyordu.
O bir dergi okurken bir sandalyeye oturdu.
Orada gözleri kapalı oturuyordu.
- Pencereden dışarı bakarak oturdu.
- Pencereden dik dik dışarı bakarak oturdu.
bir sandalyede oturuyordu ama nefes nefeseydi --
Betty bacak bacak üstünde sandalyede oturuyordu.
Televizyon izlerken bir sandalyede oturuyordu.
Mary yalnız oturuyor, kitap okuyordu.
Gözleri kapalı bir şekilde yere oturdu.
Tom'un arabasının yolcu koltuğunda bir kadın vardı.
Mary aynanın önünde oturuyordu, saçını tarıyordu.
Divanda dergi okuyarak oturuyordu.
Sinirden gülmeye başladım, oturup öylece yere baktım,
- Gözleri yaşlı sessizce oraya oturdu.
- Gözlerinde yaşlarla sessizce orada oturdu.
Oturup sigara içti.
Kedi masaya oturdu.
Etek uygun değildi, bu yüzden değiştirmek zorunda kaldım.
Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır.
Bir kedi masaya oturdu.
Tom, Meryem'in evde çocuklarla kalmasını istedi.
Yanımda oturmasını tercih ederdim.
Mary ağacın altında oturdu, on dokuzuncu yüzyıldan kalan eski bir kitap okudu.
Onların yanında oturuyordum.
Onun yanına oturdu.
Tom Mary'nin park bankında yalnız oturduğunu gördü.
- Masanın üstünde bir kedi vardı.
- Bir kedi masanın üstündeydi.
O bir sandalyeye oturdu.
Tom Mary'nin evde kalmasını istedi.
İki haftadır diyetteyim.
Tom Mary'ye susması için işaret etti.
Ve bundan birkaç gün sonra yan masalarında oturan aile de belirtileri göstermeye başladı.
Gözleri kapalı olarak onun yanına oturdu.
Masanın üzerinde bir kedi vardı.
Güneşte oturduğumda bile üşüdüm.
Tom'un uyan ayakkabıları almada sorunu var.
Geçen pazartesi evde kaldım.
Tom okulun önünde park etmiş otobüste oturan Mary'ye bakıyordu.
Pencereden dışarı bakarak oturdu.
Kız kardeşim bir haftadır diyetteydi ama vazgeçti.
Ona odasında kalmasını söyledim.
Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.