Examples of using "секунды" in a sentence and their turkish translations:
Kaybedecek bir saniye yok.
Kavga üç saniye sürdü.
Bu sadece üç saniye sürecek.
Tom bir an için tereddüt etmedi.
Moira her üç saniyede sayfayı güncelliyor.
Bir saniye için bile ona inanmıyorum.
tıpkı saniyenin trilyonda biri kadar süren bir havai fişek gibi.
büyük patlamadan hemen sonrası.
Bir ışık atımının, bir metrelik mesafeyi katetmesi saniyenin 3,3 milyarda biri
Bilinen ve kayıt altına alınan 0.02 saniye Dünya'nın zamanından ileride yaşamaktadır
Saniyeler içinde, uzay aracı bir çöp yakma fırını haline geldi.
Birkaç dakika içinde, alevler kapsülün içinden geçerek üç astronotu da öldürdü.
Ben hiç zaman kaybetmek istemiyorum.
Bir ağacı büyütmek yıllar alır, ve ama onu kesmek saniyeler sürer.
Sağlıklı bir insanın kalp atışlarındaki süre aralığı yaklaşık olarak 0,8 saniyedir.
Dünya'ya döndüğünde zamanı 0.02 saniye bizden daha ileride yaşıyor
Yani 25 tane fotoğraf çekiyor saniyede bu fotoğrafları arka arkaya ekleyerek bir video kaydı oluşturuyor
dünyada yaşayan insanlara göre saniyenin binde ikisi kadar zaman farklılığı yaşarlar