Examples of using "займёт" in a sentence and their turkish translations:
Bu saatler sürer.
O birkaç saat sürecek.
Bu zaman alacak.
Bu yıllar alacak.
Yolculuk yaklaşık beş saat sürecek.
- Bu daha ne kadar sürecek?
- Bu ne kadar sürecek?
Bu ne kadar zaman alır?
Bu yaklaşık bir saat sürecek.
Biraz zaman alacak.
Bütün gün sürecek.
Sadece bir dakika sürecek.
Onarımlar ne kadar sürecek?
Bu sadece bir saniye sürecek.
Bu sadece kısa bir süre alacak.
O birkaç dakika sürer.
Bu birkaç gün sürebilir.
Bu birkaç gün sürecek.
Bu ne kadar zaman alacak?
Bu çok zaman alacak.
Bu aylar sürecek.
Bu saatler sürecek.
Tom benim yerime geçecek.
Bunun ne kadar süreceğini düşünüyorsun?
Sadece birkaç dakika sürer.
Bu uzun olmayacak.
Bu sadece bir dakika sürecek.
O biraz zaman alacak.
Bu sadece üç saniye sürecek.
Bu sadece üç dakika alacak.
Ne kadar süreceğini merak ediyorum.
Bunun aylar alacağını düşündüm.
- Bu daha ne kadar alacak?
- Bu ne kadar sürer?
O sadece birkaç dakika sürer.
O yaklaşık olarak üç saat sürecek.
Bu on dakikadan daha uzun sürer.
Bu sadece birkaç dakika sürer.
Bunu yapmak yaklaşık kaç dakika sürecek?
Çok uzun sürecek.
Bunun daha ne kadar zaman alacağını düşünüyorsun?
En az üç saat sürecektir.
Uzun sürmeyeceğine söz veriyorum.
- Sınav uzun sürmeyecek.
- Muayene uzun sürmeyecek.
Bunu yapmanız uzun sürmeyecek.
Yolculuk en az bir hafta sürecek.
- İş en az on gün alır.
- Bu iş en az on gün sürecek.
Yürüyüş sekiz saatten az sürmeyecek.
Onun ne kadar daha süreceğini düşünüyorsun?
Onun ne kadar süreceğini biliyor musun?
O sadece birkaç dakika daha sürer.
Belgelerin doldurulması o kadar zaman almaz.
Bunu yapmamız uzun zaman alacak.
- Bunu yapmak çok uzun sürmez.
- Bunu yapmak fazla zaman almaz.
Bunun ne kadar süreceği hakkında kaba bir fikrin var mı?
Bu, çok fazla zamanınızı almayacak.
Onun ne kadar süreceğini bilmek istiyorum.
Oraya otobüsle gitmek iki saat alır.
Bu uzun zamanımı almayacak.
Onun ne kadar süreceğini tahmin ediyorsun?
Onun ne kadar sürdüğü umurumda değil.
Bunun ne kadar süreceğini bilmiyorum.
Bu çok uzun sürecek.
Bunun daha ne kadar süreceğini düşünüyorsun?
Üzülmeyin. Çok uzun sürmez.
Bu mektupları göndermek uzun sürmeyecek.
Uzun sürmez.
Kaba bir tahminle, işin iki hafta süreceğini söylerdim.
Bunun ne kadar süre alacağını bilmiyorum.
Tom onun daha uzun süreceğini düşündü.
Sandviçleri hazırlamanız ne kadar sürer?
Bunu yapmak çok zamanımı almayacak.
Bunu yapmamız çok uzun sürecek.
Bunu yapmak süreceğini düşündüğünden daha uzun sürecek.
Ne kadar sürer?
Bunun ne kadar süreceğinden emin değilim.
Ben bunun ne kadar süreceğini bilmiyorum.
Biraz zaman alacağını biliyorum.
O yaklaşık ne kadar sürecek?
Televizyonun kitapların yerini alacağını sanmıyorum.
Ne kadar süreceğini sana tam olarak söyleyemem.
- Oraya varmak bir saat alacaktır.
- Oraya gitmek bir saat sürer.
Çok uzun sürer.
Üç hafta sürecek.
En çok üç, belki dört haftamızı alacak.
Tom bana bunun sadece üç saat alacağını söyledi.
Bu iş beklediğimin iki katı kadar uzun sürecek.