Examples of using "предсказать" in a sentence and their turkish translations:
Depremleri önceden bilmek imkansızdır.
Geleceği tahmin etmek imkansız.
Gelecekte ne olacağını hiçbir zaman söyleyemezsin.
Tom geleceği tahmin etmeye çalıştı.
Tom geleceği okumaya çalışıyor.
Tom sonuçları tahmin etmeye çalıştı.
Hiç kimse bunu tahmin edebilirdi.
Hiç kimse geleceği önceden bilemez.
Doğru bir şekilde tahmin edemem.
geleceklerinde ne yattığını tahmin etmek imkânsızlaşıyor.
Kimse ne olacağını öngöremez.
Ne olacağını tahmin edemem.
Ne olacağını tahmin edemeyiz.
Ne olabileceğini öngöremem.
Sorun geliyor ve bunu tahmin edebiliyoruz
Güneş sisteminde yeni bir gezegen olduğu tahmininde bulundular.
Hiçbir şeyi kesin olarak öngöremeyiz.
Öngörülebilir değil.
Ne olduğu öngörülebilirdi.
Bir şeyi kesin olarak kanıtlamak veya öngörmek çok nadiren mümkün
Geleceği öngörebilirim.
Bunu olacağı öngörülmüştü.
O sonuç tahmin edilebilirdi.
Hiç kimse savaşın ne zaman biteceğini öngöremez.