Examples of using "полна" in a sentence and their turkish translations:
Yaşam sürprizlerle doludur.
Yaşam sürprizlerle doludur.
Şişe su ile doludur.
Doğa gizemle doludur.
Yaşam fırsatlarla doludur.
Evren sırlarla dolu.
Hayat hayal kırıklıkları ile dolu.
Hayat sorunlarla doludur.
Japonya sürprizlerle dolu.
O enerji doludur.
Hayat tehlikelerle doludur.
Sepet şişe dolu.
- Evren gizemlerle dolu.
- Evren sırlarla dolu.
lavabonun taştığını,
Oda insanlarla doluydu.
Sepet elmalarla doluydu.
Bu kitap hatalarla dolu.
Cadde reklamlarla doluydu.
O hala bol enerji var.
Oda ufak tefek şeylerle dolu.
Lavabo kirli tabaklarla dolu.
O neşe doluydu.
Bu oda güneş doludur.
Bu kutu kitaplarla dolu.
Bu diyet vitamin dolu.
Profesörün konuşması mizah doluydu.
Yaşam iniş ve çıkışlarla doludur.
Onun konuşması espri doluydu.
Hayat niçin o kadar acı dolu?
Sepet çileklerle doluydu.
Kül tablasını boşalt, içi izmarit dolu.
Bu defa başarmak için kararlı.
Oda insanlarla dolu.
O iyi niyetlerle dolu.
Tom ve Mary'nin ilişkilerinin hikayesi dramatik olaylarla doludur.
Hayatı acıyla doludur.
Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.
Oda duman doluydu.
Tom'un odası oyuncaklarla dolu.
Mary sadece az işlemden geçmiş yiyecekler yiyor. O çok sağlıklı olduklarını söylüyor.
Ben hevesliyim.
Bu kitap hatalarla dolu.
Mary'nin bir ponpon kız olamayacak kadar şişman olduğunu düşünüyor musun?
O sekreter olmayı kararlaştırdı.
- Büyükannem 82 yaşında ve hâlâ dinç.
- Anneannem seksen iki yaşında ve hâlâ zinde.