Examples of using "позволят" in a sentence and their turkish translations:
Onu yapmama izin verilecek mi?
Onlar ona izin vermeyecekler.
Onlar bizim bahçeye girmemize izin vermeyecek.
Tom kalmasına izin verilmeyeceğini biliyordu.
Bunu yapmana izin vereceklerini sanmıyorum.
Tom'un ebeveynlerinin onun bizimle gitmesine izin verip vermeyeceklerini merak ediyorum.
Tom'un gitmesine izin verilmeyecek.
Onlar senin kaçmana izin vermeyecekler.
Onu yapmama izin vereceklerini sanmıyorum.
Tom, Mary'ye bunu yapmasına izin verilmeyeceğini söyledi.
Onun kaçmasına izin vermeyecekler.
İnşallah ebeveynlerin evlenmemize izin verecekler.
Ebeveynlerin gitmene izin vermeyecek.
Tom onların onu yapmalarına izin vermeyeceğini söyledi.
Onu yapmana izin vermeyeceklerini biliyorsun, değil mi?