Translation of "подают" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "подают" in a sentence and their turkish translations:

Когда подают ужин?

- Yemek ne zaman servis edilir?
- Yemek ne zaman servis ediliyor?

Во сколько подают ужин?

Akşam yemeği saat kaçta servis ediliyor?

Во сколько подают завтрак?

Kahvaltı ne zaman servis ediliyor?

В ресторане не подают обед.

Restoran öğle yemeği yapmaz.

Ужин подают в девять тридцать.

Akşam yemeği saat dokuz otuzda servis edildi.

К ростбифу обычно подают йоркширский пудинг.

Genellikle kızarmış bifteğe Yorkshire pudingi eşlik eder.

Рыбу обычно подают к белому вину.

Balığa normalde beyaz şarap eşlik eder.

В этом отеле не подают обед.

Bu otel öğle yemeği hizmeti vermez.

Месть - это блюдо, которое подают холодным.

İntikam soğuk servis edilen bir yemektir.

В этом ресторане подают настоящую неаполитанскую пиццу.

Bu restoran otantik Napoliten pizza sunuyor.

А ресторан, в котором подают суши из тараканов?

Peki kara böcekli suşisi olan restoran?

В этом индийском ресторане подают только вегетарианскую пищу.

Bu Hint restoranı sadece vejetaryen yemekleri servis etmektedir.

На китайских свадьбах и торжественных банкетах часто подают суп из плавников акулы.

Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.

Они подают в суд на компании, которые продают проигрыватели MP3, не платя им.

- Onlar kendilerine ödeme yapmadan MP3 Çalar satan şirketlere dava açıyorlar.
- Kendilerine ödeme yapmadan MP3 Çalar satan şirketlere dava açarlar.

- В Испании обед подаётся часа в два.
- В Испании обед подают часа в два.

İspanya'da öğle yemeğini yaklaşık saat iki'de servis ederler.