Examples of using "переступать" in a sentence and their turkish translations:
Ama aşılmaz bir çizginin varlığını fark ediyorsun.
Üzgünüm, sınırımı aşmak istemedim.
Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.