Examples of using "офис" in a sentence and their turkish translations:
Ofise geri git.
Bu senin ofisin mi?
Ofis terk edilmişti.
Ofisi kilitle.
Tom'un ofisi nerede?
Beni ofisimde ara.
Bu kimin ofisi?
O, Tom'un ofisi.
Tom bir ofis kiraladı.
Ofisim nerede?
Ofise döneceğim.
Ofisin hangi katta?
Biz ofise zamanında vardık.
Ofis müdürü Maria,
Beni ofiste arayın.
Tom Mary'ye ofisi gezdirdi.
Ofise geri dönelim.
Ofisin tam olarak nerede?
Tom ofisine döndü.
Ofisine geri dön.
Bu ofisi seviyorum.
Tom ofise hücum etti.
Tom'un daha büyük bir ofise ihtiyacı var.
Bir ofise ihtiyacım yok.
Ben ofise gitmek zorundayım.
Tom ofisten erken ayrıldı.
Bu Tom Jackson'ın ofisi mi?
Daha büyük bir ofise ihtiyacım var.
O herhangi bir zorluk olmadan ofisi buldu.
Trenle ofise gidebilir misin?
Lütfen bunu ofise geri götür.
Burasının Tom'un bürosu olduğundan emin misin?
Tom'un ofisi park caddesindedir.
Ana ofisimiz Boston'dadır.
İnsanlar ofise döndüklerinde
Bir gün ofiste otururken
Ana ofis polis tarafından basılmıştı.
Ben onun ofisini bulabildim.
Ben onun ofisini kolayca buldum.
- Onun ofisini bulmak kolaydı.
- Onun bürosunu bulmak kolaydı.
Tom Mary'nin ofisine doğru yürüdü.
Tom'un ofisine gidelim.
Tom ofisine geri gitti.
Ofise geri gideceğim.
Onun ofisini bulmak kolaydı.
O, az önce ofisten ayrıldı.
Beni ofise geri götür.
Tom'un ofisinin kapısı açıktır.
Tom, Mary'ye ofisi temizletti.
Ofisime dönmek zorundayım.
Tom Jackson'ın ofisini arıyorum.
Tom'un ofisini bulmak kolay olmadı.
Yarın seni ofisinde ziyaret edeceğim.
Ofisimiz klimayla çok rahat.
Herhangi bir zamanda ofisimi ziyaret edin.
Onun ofisini bulmada zorluk çekmedim.
Yeni merkezimiz Tokyoda'dır.
Chiba'daki büroya transfer oldu.
Başvurusunu ofise gönderdi.
Yarın sabah beni ofiste ara.
Ofisim beşinci katta bulunuyor.
Ofise geri gitmek istiyorum.
Ofisime geri dönmek istiyor musun?
Onlar seni ofiste geri istiyor.
Bu onun çalıştığı ofistir.
Ofisime geri gitmeliyim.
Ofisime döneceğim.
Onların hepsini ofisime götür.
Boston şehir merkezinde kurulmuş bir ofisimiz var.
Ofisimiz şehir merkezinde bulunuyor.
İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
Boston'un şehir merkezinde bir ofis kiralamak pahalı.
Tom Mary'yi ofisine götürdü.
Öğle yemeğinden sonra ofise döndüm.
Lütfen ofisime gel.
Tom'un ofisini bulmakta hiçbir sorun yaşamadım.
Ofisim şehir merkezinde.
Babam ofisine zamanında vardı.
Onun ofisi şehir merkezinde yer almaktadır.
2.30'a kadar ofise geri dönmek zorundayım.
Ve bu da benim denizin üstündeki ofisim.
Bu akşam benim ofisime uğra.
Tom'un ev ve ofisi, polis tarafından arandı.
Bir saat içinde ofise gitmeli.
Bu binada büyük bir ofisi var.
Bunun ofisim olduğunu söylemedim.
Ofisimiz Park Caddesindeydi.
Bir miktar sıvı ofisimize sızıyor.
O, dün benim ofisime geldi.
Tom'un bürosunun nerede olduğunu bana gösterebilir misin?
Ofisine gelebilir miyim?
Bizim ofis binanın kuzey tarafındadır.
Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.
Tom bugün ofise gelemiyor.
Tom hemen ofisine döndü.
Ofisiniz benimki kadar büyük değil.