Examples of using "отложить" in a sentence and their turkish translations:
Bir erteleme yararlı olur mu?
Kararımı erteleyeyim.
Bu yüzden araştırmamı beklemeye aldım
Ben toplantının ertelenmesini öneriyorum.
Oyunu ertelemek zorunda kalacağız.
Seyahati erteleyebilir miyiz?
Gezimizi ertelemek zorunda kaldık.
O, düğünü ertelemek istedi.
Toplantıyı ertelemek zorundayım.
Şu an için geziyi dondurmak zorunda kaldım.
Tom toplantıyı ertelemeye karar verdi.
Onu yarına bırakmalısın.
Gidişimizi ertelemek zorundayız.
Planın ertelenmesini önerdim.
O kalkışını ertelemeye karar verdi.
Tom gidişini ertelemeye karar verdi.
Biz muhtemelen yarışmayı ertelemeliyiz.
Tom kararı ertelemeye karar verdi.
Bob partinin Çarşambaya kadar ertelenmesini önerdi.
Dişçiye gitmeyi ertelemeliyim.
Tom ve Mary dönüşlerini ertelemek zorunda kaldılar.
Tom ve Mary gezilerini ertelemek zorunda kaldılar.
Tom ve Mary düğünlerini ertelemek zorunda kaldılar.
Bu defa o yumurta bırakacak. Etrafta daha az avcı var.
Yarına kadar onu alıkoyamazsın.
On yedinci saatte yürütmenin durdurulması emredildi.
Tom ve Mary balaylarını ertelemek zorunda kaldılar.
Bu elbiseyi benim için ayırır mısın?
- Bence toplantıyı ertelemelisin.
- Sanırım toplantıyı ertelemelisin.
Onlar eski yaraları bir kenara koymaya karar verdiler.
Toplantıyı ertelemek zorunda kalacağız.
Tom ve Mary bir hafta süreyle partiyi erteleme kararı aldı.
Zor zamanlar için kenarda biraz para bulundurmalısın.
Toplantıyı erteleyemeyiz.
Gelecek haftaya kadar İngiltere'ye gidişini ertelemek zorundasın.
Çiftleşme sona erdi. Yumurtalarını bırakmak için yerin altına gidiyor.
Bence toplantıyı ertelemeliyiz.
Şartlar bizi toplantıyı ertelememiz için zorladı.
Biz muhtemelen yarışmayı ertelemeliyiz.
Gelecek haftaya kadar erteleyebileceğin bir şeyi asla yarına kadar erteleme.
Önümüzdeki pazartesiye kadar toplantıyı ertelemeye karar verdik.