Examples of using "окне" in a sentence and their turkish translations:
Pencerede yanan bir ışık vardı.
Pencerede bir adam yüzü gördüm.
Pencerede bir yüz göründü.
Pencerede benim yansımamı görüyorum.
Tom penceredeki yansımasına baktı.
Tom mağaza penceresinde bir "yardım aranıyor" tabelası ördü.
Kütüphane penceresindeki eski kehaneti okudun mu?
Tom penceresindeki yansımasına bakarak orada oturdu.
Kitap ve kalem nerede? Kitap masanın üzerinde, kalemse pencere kenarında.
Camda yansımamı gördüm.