Examples of using "насчет" in a sentence and their turkish translations:
Onunla ilgili yanılıyorsun.
bilyeye ne dersiniz
Ya yapışın yakasına
Peki ya biz
Bir şey yemeğe ne dersin?
Bir içkiye ne dersin?
Peki ya parklar?
Koşalım mı?
Tom beni senin hakkında uyardı.
Onunla ilgili yanılmışım.
Ateş iyi bir karardı.
peki, ya Fatih Portakal?
e geriye kalanlar ne oluyor?
Onun hakkında yanılıyorsun.
Biraz kahveye ne dersin?
Aması falan yok!
Birlikte akşam yemeği yemeğe ne dersin?
Peki ya Türk şirketler?
Tom, Mary konusunda haklıydı.
Öğle yemeğinden sonra yürüyüşe çıkmaya ne dersin?
Paydos edelim mi?
Tom da bu konuda hatalı.
Peki ya sen?
Doğrusu da bu zaten. Fakat ya gerçekler?
Öğle yemeğinden sonra bir fincan kahveye ne dersin?
Peki ya 28 Şubat, öğleden sonra 3:00 gibi nasıl olur?
Tom hakkında endişelenme. O bir tehdit değil.
Tom'un Mary hakkında tamamen hatalı olduğunu düşünüyorum.
Biraz da beyinleri yakacak bilimsel verilere ne dersiniz?
Yarın akşama ne dersin?
- Peki ya sen?
- Ya sen?
Bu öğleden sonra tenis oynamaya ne dersin?
Peki ya yanımızdan geçen nefes nefese geçen bir koşucu?
Paydos etmeye ne dersin?
"Kız arkadaşın yok mu?" "Hayır" "Peki ya erkek arkadaşın?"
Bana bir bardak daha şarap getirir misiniz?
Peki ya zaman? Zamanı saat ile ölçebilir miyiz?
Aklında ne olduğunu bana anlatmaya ne dersin?
Ben onun hakkında emin değilim.
Okuldan kaçıp sahile gitsek nasıl olur?
"Tom araba süremez." "Ya sen?" "Ben de süremem."
Tom bunu kabul etmek istemiyor ama o yarınki dans hakkında heyecanlı.
Acelen yoksa, bir bardak çay ya da bir şey içmeye ne dersin?
12:45'e ne dersin?
Peki ya olmayanlar. Geçim sıkıntısını zaten çekenler ne olacak?
Peki ya Avrupa? Avrupa ölümle boğuşuyor. Çünkü bizler bu virüsü yeterince ciddiye almadık.
Hillary Clinton hakkında, o daha kocasını tatmin edemiyor. Koskoca Amerika'yı nasıl tatmin edecek dediğini unutmadık
"Son treni kaçırırsak ne yapacağız?" " Sabaha kadar bir internet kafede ya da başka bir yerde beklemeye ne dersin?"