Examples of using "напрасно" in a sentence and their turkish translations:
Tom boşa ölmedi.
Zamanını boşa harcıyorsun.
ama yaptığımız hiçbir şey değişim sağlamıyordu.
Boş yere doldurdunuz
Ancak her şey boşunaydı.
Olga, Vera'yı boşuna bekledi.
Sadece boşa zaman harcıyoruz.
Onu boşuna kandırmaya çalıştım.
Senin oğlun boş yere ölmedi.
Onu ikna etmeye çalışarak zamanını boşa harcıyorsun.
Hepsi boşunaydı!
Zaman harcıyorsun.
Suyu israf ediyoruz.
En azından o boş yere ölmedi.
- Havanda su dövüyorsun.
- Zamanı boşa harcıyorsun.
- Boşa kürek çekiyorsun.
- Boşa uğraşıyorsun.
Askerlerimizin boşuna öldüğünü nasıl söyleyebilirsin?
Boş yere hastane koridorlarını artık işgal etmeyelim
Dikkatini dağıtmaya çalıştım, ama boşuna oldu.
Sen boşuna af diliyorsun; senin hareketin affedilemez.
Tom boşuna ölmedi. O bir kahramandı.
Zamanı harcıyorsun.
Zamanımı boşa harcıyorsun.
Korkarım ki zamanını boşa harcıyorsun.
Mary, Tom'un Latince okuyarak zamanını boşa harcadığını düşündü.
- Boşuna ölmedin.
- Boşu boşuna ölmedin.
Tom'u ikna etmeye çalışarak zamanımı boşa harcadığımı biliyordum.
Tom Mary'ye zamanını boşa harcadığını söyledi.
Oğlunuz boşuna ölmedi. O bir kahraman olarak öldü.
Senin oğlun boş yere ölmedi. O, ülkesi için savaşırken öldü.
Bizim hastaneye boş yere gitmemiz devletimize çok büyük zarardır
Boş yere sigarayı bırakmayı denedi.
Bilmeme gerek olmayan bir dili öğrenmeye çalışarak zamanımı boşa harcamayı tercih etmiyorum.
Bana zamanımı boşa harcadığımı mı söylüyorsun?
O sigarayı bırakmaya çalıştı ama nafile.
Senin zamanını harcadığım için beni affet.