Examples of using "ждала" in a sentence and their turkish translations:
Ekip bekledi.
O, sabırla onu bekledi.
O saatlerce bekledi.
O, otobüs bekledi.
O, taksi bekledi.
O, onun aramasını bekledi.
Onu kötü bir kader bekliyordu.
O, onu saatlerce bekledi.
Binanın önünde bekliyordu.
Muazzam bir insan kalabalığı bekledi.
Olga, Vera'yı boşuna bekledi.
Onu bekledim.
Seni bekliyordum.
Bir mucizenin olmasını bekliyordum.
Ben bankta otururken bekledim.
Herkes aynı kaderi bekliyordu - ölüm.
Yarım saattir bekliyorum.
- Tom'u bekledim.
- Tom için bekledim.
Ben otobüs bekliyordum.
Jane ağaca sırtını dayamış bekliyordu.
Gelişini sabırsızlıkla bekliyorum.
Ben varıncaya kadar beni bekledi.
Mary Tom'un onu öpmesini bekliyordu.
Seni beklemiyordum.
Gemi geldiğinde, rıhtımda bekliyordu.
Bu anı tüm hayatım boyunca bekledim.
Maria onu bekledi ama o gelmedi.
Ben seni bekliyorum.
On beş dakika bekledim.
Ben bekledim.
Bunun için uzun zaman bekledim.
Üç gündür bekliyorum.
Yeterince uzun bekledim.
Çok uzun zaman bekledim.
Ziyaretçi beklemiyordum.
Bu gece seni burada görmeyi beklemiyordum.
Beklerken, dergi okuyarak vakit geçirdi.
Aramanı bekliyorum.
Tom otuz dakika boyunca bekledi. Mary daha da uzun bekledi.
İki saat boyunca seni bekledi.
- Onu hep bekledi, ancak o hiç geri dönmedi.
- Bekledi ve bekledi ama o asla geri dönmedi.
Ne için bekliyordun?
Ben onu bekledim.
Onu bekliyordum.
Uzun süre bekliyor musun?
O, onunla tenis oynamaya can atıyor.
Bir saat boyunca arkadaşımı bekledim.
Neredeyse yarım saattir bekliyorum.
Bunun için çok uzun süre bekledim.
Bunun için çok fazla bekledim.
Her şeye rağmen ondan güvenini tazeleyici sözler bekliyordu.
Beklediğim tek kişisin.
Ona lobide beklemesini söyle.
Ondan benim için beklememesini iste.
Seni bu kadar erken beklemiyordum.
Birini bekliyor muydun?
Hiç dakik olamaz mısın? Bir saattir burada bekliyorum.
Uzun zamandır seni bekliyordum.
Otobüsü bekledim.
Tom Mary'nin kimi beklediğini merak ediyordu.
Tom'u saat 2.30'a kadar bekledim.
Mary sabırla arabada beklerken Tom bankaya gitti.
Hayatım boyunca o günü bekledim.
Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu.
Onu bekledin mi?
Ona arabada beklemesini söyledim.