Examples of using "лице" in a sentence and their turkish translations:
Tom renk değiştirdi.
Tom'un yüzünde bir yara izi vardır.
Yüzünde bir şey var.
Yüzündeki nedir?
Yüzünde dalgın bir bakışı vardı.
Onun yüzünde bir isilik ortaya çıktı.
Tom'un yüzü onun rahatlamasını gösterdi.
Yüzünde dondurma var.
Yüzünde korku vardı.
Tom yağmuru yüzünde hissetti.
Onun yüzünde tuhaf bir görünüm vardı.
Maalesef sizler yüzünüzden bekledi,
Onun yüzünde bir memnuniyet görüntüsü belirdi.
O, yağmuru yüzünde hissetti.
- Bu onun yüzünden okunuyor.
- Yüzünden okunuyor.
Kendi yüzün hakkında ne düşünüyorsun?
Yüzümde bir mendille uyudum.
Tom'un yüzünden tebessüm eksik olmaz.
Meryem'in yüzünden tebessüm eksik olmaz.
Onun yüzünde bir ben var.
Tom'un yüzünde bir gülümseme vardı.
Onun yüzünde bir gülümseme vardı.
Tom'un yüzünde bir şeyi var.
Bu fiil, normalde sadece üçüncü kişi için kullanılmaktadır.
Temiz hava ve yüze vuran güneş ışığı.
Yüzünde dalgın bir bakış vardı.
Yüzümde soğuk bir rüzgar hissettim.
Onun yüzündeki ifade bir limondan daha ekşiydi.
Yüzündeki bu çürükleri nasıl aldın?
Yüzünde üzgün bir bakışla gitti.
Yüzünde bir gülümseme ile ona yaklaştı.
Tom'un bütün yüzü ne düşündüğünü gösteriyor.
O, yüzünde bir gülümseme ile bize doğru yürüdü.
O, yüzünde bir tebessümle ona baktı.
Tahtada ki yüzünde arsız bir gülümseme ile duruyordu.
Yüzünde biraz spagetti sosu var.
Tom'un yüzünde çizikler vardı.
Yüzündeki ifadeye bakılırsa, o başarmış görünüyor.
evet. Birçoğunuzun yüzünde o gülümseme şu an var
- Rüzgârın yüzüme vurduğunu hissettim.
- Yüzüme vuran rüzgarı hissettim.
Yüzündeki ifadeye bakılırsa, o başarmış görünüyor.
Noel armağanlarını açarken çocuğunuzun yüzündeki sevinç ile kıyaslayabilecek çok az şey vardır.
Tom Mary'nin yüzündeki görüntüye bakarak onun çok heyecanlı olduğunu söyleyebiliyordu.