Examples of using "известно" in a sentence and their turkish translations:
henüz bilinmemekte
Herkes biliyor.
- Sadece Allah bilir.
- Sadece Tanrı bilir.
Pluton hakkında az şey biliyoruz.
Onun adı herkes tarafından bilinir.
Onun adı bana tanıdık geliyor.
Biz artık bunu biliyoruz.
Bütün bunlar uzun süredir biliniyor.
Hiçbir şey kesin bilinmiyor.
Tom'un ne bildiğini bulun.
Ne biliyorsun?
Onun ismi tüm dünyada bilinir.
Fakat siz bunu zaten biliyorsunuz.
Towada Gölü güzelliği ile ünlüdür.
Piyanistin adı herkesçe biliniyor.
Onun adı bilinmiyordu.
Onun hakkında fazla bilgimiz yok.
Bildiğim kadarıyla, o masum.
Bütün bunlar uzun süredir biliniyor.
Herkes biliyor.
- Hatred'in ne anlama geldiğini bilmiyorum.
- Hatred'in anlamını bilmiyorum.
- Herkes senin yalancı olduğunu biliyor.
- Herkes sizin yalancı olduğunuzu biliyor.
Onun adı bu kasabada herkesçe bilinmektedir.
Onun hakkında biliyor musunuz?
Bu tehlikeli olgu hakkında çok az şey bilinmektedir.
Bir problemi olduktan sonra uyumanız gerektiği söylenir
Bu bölge, Ejderhalar Diyarı olarak bilinir
Onun adı tüm Dünyada bilinir.
- Bildiğim kadarıyla kendisi dürüst bir insan.
- Bildiğim kadarıyla o dürüst bir adam.
Onun adı tüm ülke çapında bilinir.
Bildiğim kadarıyla, o çalışkan bir öğrenci.
Onların ne zaman karar vereceklerini biliyor muyuz?
Benim iş arkadaşlarım bu numarayı bilir.
- Tom süre bitimini geçirmiş olduğunun farkındaydı.
- Tom son teslim tarihini geçirmiş olduğunun farkındaydı.
Onlar ne biliyor?
Ne biliyoruz?
Bildiğim kadarıyla o gelmeyecek.
Onların bildiğini bilmek istiyoruz.
- Bana öyle geliyor ki bu bir suç değil.
- Anlayabildiğim kadarı ile bu bir suç sayılmaz.
Bunu biliyor mu?
Başka ne biliyorsun?
Bence ne yapman gerektiğini biliyorsun.
Fikrimi biliyorsun.
nereye kadar gittiği bilinemiyor şu an
Onun yokluğunun farkında değildim.
Onun adı kasabadaki herkes tarafından bilinmektedir.
Adı kasabamızdaki herkes tarafından bilinir.
Adı bu ülkedeki herkesçe bilinir.
Tam olarak doğduğum yeri bilmiyorum.
- Onların çocukları yok, bildiğim kadarıyla.
- Bildiğim kadarıyla onların çocukları yok.
Herkes ayın peynirden yapıldığını bilir.
Bildiğim kadarıyla, o nazik.
Örümceklerin böcek olmadığı iyi bilinir.
Onun adı bu ülke genelinde biliniyor.
- Bu konuda hiçbir şey bilmiyorum.
- Bu konuda hiçbir bilgim yok.
Onun adını biliyorsun, değil mi?
- Ne bildiğini bilmem gerekiyor.
- Ne bildiğini bilmeliyim.
Bunu bilmelisin.
Bu devlet adamının adı Japonya'daki herkes tarafından bilinir.
Onun Amerika'da yetiştiği iyi bilinir.
Bildiğim kadarıyla, evet.
Hepsini biliyorum.
O onu nasıl biliyor?
Bildiğim kadarıyla, onlar hâlâ birlikte.
Onun onu sevdiğini herkes bilir ve karşılıklı olarak.
Hırsızın kim olduğunu biliyorum.
Tom bütün bunları bilir.
Tom bir şey biliyor.
Tom polisin onun adını bilmesine şaşırdı.
Tom bütün bunu biliyor mu?
Onu iyi biliyorum.
Tom onu nasıl biliyor?
Herkesin bunu bildiğini düşünüyorum.
Herkes zaten onu biliyordu.
Bildiğim kadarıyla, bu kimyasal mikropların üremesini engelleyecek.
Tatoeba hakkında ne biliyorsunuz?
Onun hakkında ne biliyorsun?
Tom zaten fikrimi biliyor.
aslında bilinenin tersine bir durum var ortada
Bilinen ve kayıt altına alınan 0.02 saniye Dünya'nın zamanından ileride yaşamaktadır
Kentin yüksek bir suç oranı olduğu iyi bilinir.
Onu kimin öldürdüğünü bilip bilmediğini bilmek istiyorum.
Tom onu biliyor.
Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur.
Tom bütün bunları biliyordu.
Tom zorlukların farkında idi.
Dünyada yenilebilir bitkilerin yirmi binden fazla bilinen türü var.
Herkes bunu biliyor.
Avusturya'nın denize kıyısı olmadığını gayet iyi biliyorsun.
Bildiğim kadarıyla Boston'da hiç akrabam yok.
- Bunu nasıl bildiğini bilmek istiyorum.
- Bunu nasıl bildiğinizi bilmek istiyorum.
Bildiğim kadarıyla o tek mümkün çeviri.
Bildiğim kadarıyla onların çocukları yok.
- Adını biliyorsunuz, öyle değil mi?
- Onun adını biliyorsunuz, değil mi?
- Onun adını biliyorsun, değil mi?
Bu adamın adını biliyor musun?
- Bu kadının adını biliyor musunuz?
- Bu kadının adını biliyor musun?