Examples of using "дыхания" in a sentence and their turkish translations:
Zatürre nefes almada zorluğa neden olur.
Bu gezegenin atmosferi nefes almaya elverişli değil.
Tom suni solunum aygıtına bağlandı.
Meryem Tom'un kendisine ağız spreyi almasından gücendi.
fakat güzel, solunabilir hava sadece 8-11 kilometre kalınlığında,
Başta tam gaz başlarsan, ortada dayanıklılığını yitirirsin.
Nefesinizi tutarak kendinizi öldüremezsiniz.
Apne Yunancadan gelen bir tıbbi terimdir; kelimenin bire bir anlamı "nefessiz"dir.
Bizim atmosferimiz nefes almamız için gerekli olan % 21 oksijen, % 78 azot ve % 0,9 argon içermektedir. Diğer % 0.1 ise su buharı, karbon dioksit, neon, metan, kripton, helyum, ksenon, hidrojen, azotlu oksit, karbon monoksit, azot dioksit, kükürt dioksit ve ozondan oluşur.