Examples of using "грудь" in a sentence and their turkish translations:
Tom göğsünü işaret etti.
Tom Mary'nin göğüslerini okşadı.
Mary memelerini gösterdi.
- Onun tüylü bir göğsü var.
- Onun kıllı bir göğsü var.
Tom'un kıllı bir göğsü var.
Onun geniş göğüsleri vardır.
Ben senin göğsüne dokunabilir miyim?
Senin küçük bir göğsün var.
Mary'nin küçük göğüsleri var.
Göğüslerine mi dokundu?
Memelerimi tuttu.
Göğüslerini niye saklıyorsun?
O senin göğüslerine dokundu mu?
Tom göğsünden bıçaklandı.
Göğüslerin çok hoşuma gidiyor.
Doktor, hastanın göğsüne bir steteskop yerleştirdi.
Tom göğsünden iki kez vuruldu.
Kazuko göğsünü açıp bebeği emzirdi.
Tom, sen benim göğüslerime mi bakıyorsun?
Onun göğsünden daha iyi hiç yastık yok.
Tom üç kez göğsünden bıçaklandı.
Tom göğsünden vuruldu.
O her iki elini göğsüne yerleştirdi.
Öksürdüğümde göğsüm ağrıyor.
Tom, Mary'in küçük göğüsleri olmasına aldırış etmedi.
Onun küçük göğüsleri var ama umursamıyorum.
Birçok erkeğin, kadınlardan daha büyük göğüsleri vardır.
O senin göğüslerine dokundu mu?
Mary'nin kocaman göğüsleri var.
Göğsüm ağrıyor.
Göğsümde bir ağrım var.
Kurşun, onun göğsüne girdi, onu kritik durumda bıraktı.