Examples of using "маленькая" in a sentence and their turkish translations:
Hollanda küçük bir ülkedir.
küçük yalanlar
Kitap küçüktür.
Çatal küçük.
küçük ya da büyük olsun,
Kitap çok küçük.
Ann küçük bir kızdır.
Bu küçük bir köpek.
Lüksemburg küçük bir ülkedir.
Bu küçük bir kitap.
O küçük bir ayrıntıdır.
Dünya çok küçük.
- Benim odam çok küçük.
- Odam çok küçük.
Odam oldukça küçük.
Onun odası çok ufak.
Sen küçüksün.
Tom'un dairesi çok küçük.
Bakın, küçük bir köknar ağacı.
Bakın, bir köknar ağacı.
Bakın, küçük bir köknar ağacı.
Ne kadar tatlı bir kız çocuğu!
Küçük kız gözyaşlarına boğuldu.
Küçük köpek kurtulmaya çalıştı.
İsrail çok küçük bir ülkedir.
O araba çok küçük değil mi?
Bu çanta küçük değil.
Küçük kız parmağını emiyor.
Midilli küçük bir attır.
O kısa ve şişman.
Çarşamba biraz cumadır.
Bu ekmek küçük.
Benim odam çok küçük.
Küçük bir şirkete ihtiyacım var.
Küçük kız pencereyi açtı.
Tom'un odası çok küçük.
Küçük bir araba büyük olandan daha ucuzdur.
- Küçük prensesim nerede?
- Hani küçük prensesim?
O yalnızca küçük bir kız.
Küçük kız bana gülümsedi.
Senin küçük bir göğsün var.
Mary artık bir kız değil.
Küçük bir sorun var.
Tom'un küçük bir arabası var.
Bu kullanışlı küçük bir kutu.
Bu çok küçük bir kitap.
Bu kitap çok küçük.
Genç bir köpek "enik" olarak adlandırılır.
Bu kitap ne kadar da küçük !
Mary'nin küçük göğüsleri var.
Benim küçük bir arabam var.
Ben küçüğüm.
Tom'un dairesi küçük.
Kızım hala küçük.
Küçük mağara temizlenmiş oldu
Fare küçük ve yapayalnız.
Köpek, kahverengi, küçük ve sıska.
Küçük kız beni başıyla kibarca selamladı.
Seni yiyip bitireceğim küçük kız.
Dünya küçük ama güzel bir gezegendir.
Onun küçük siyah bir köpeği var.
Küçük bir araba büyük olandan daha ekonomiktir.
Ben artık küçük bir kız değilim.
Bu hikayenin kahramanı küçük bir kızdır.
Thomas'ın apartmanı küçüktü.
Küçük ama önemli bir detay.
Küçük kız ona dilini uzattı.
Hani küçük prensesim?
Küçük bir okul. Herkes herkesi tanıyor.
Seninki ile karşılaştırıldığında benim arabam küçük.
bayağı küçük, bayağı garip,
Küçük kız güzel bir kadın oldu.
Beş yüz dolar onun için küçük bir miktar.
Odanın çok küçük olmasından yakınıyor.
Vatikan dünyanın en küçük ülkesidir.
Hollanda küçük bir ülkedir.
Çok az fark var.
Küçük bir kızın ağladığını duydum.
Küçük kız oyuncak ayısına sarıldı.
Onun küçük siyah bir köpeği var.
Bu küçük bir köy.
Küçük kız Brezilya'da yaşıyor.
Bu kitap küçük.
Bu kitap, tüm kitapların en küçüğüdür.
Senin köpeğin büyüktür ve benimki küçüktür.
Küçük kız ayakkabı giymeyi sevmez.
Biraz yalan kimseye zarar vermez.
Bu küçük bir kütüphane.
Büyük kutunun içinde küçük bir kutu vardı.
Dünyamız yalnızca evrenin küçük bir parçasıdır.
Arabası küçük ve az yer kaplıyor.
O ne kadar küçük?
Oda oldukça küçük.
Seninkiyle karşılaştırınca benim arabam küçük.
Yaşadığım şehir çok küçük.
Küçücük bir kıvılcım büyük bir yangın olabilir.