Examples of using "твою" in a sentence and their turkish translations:
Anneni becer.
Tom senin hikayeni aldı mı?
Tişörtünü kurutacağım.
Acını hissediyorum.
Bu senin cildini koruyacaktır.
Ben senin kepini buldum.
Tom senin şekeri yedi
Nezaketini takdir ediyorum.
Notunu aldım.
- Senin tuş takımının yer değiştirmesi gerekir.
- Klavyenizin değiştirilmesi gerekir.
Kız arkadaşının adı ne?
Keşke senin gücüne sahip olsam.
Keşke enerjine sahip olsam.
O, arabanı yıkıyor.
Köpeğinin adı ne?
Ben senin kız arkadaşınla karşılaştım.
Ben senin göğsüne dokunabilir miyim?
Senin kitabını okuyorum.
Dürüstlüğünü takdir ediyorum.
Ben sakalınızı seviyorum.
Karının adı ne?
Senin kızının adı nedir?
Senin kızına bayılıyorum.
Senin arkadaşının ismi ne?
Üvey annenin ismi ne?
Bana kız arkadaşını tanıtacak mısın?
Senin şekerini yedim.
Tom arabanı çaldı.
Resmini istiyorum.
Göğüslerine mi dokundu?
Kültablanı kırdım.
- Karının adı ne?
- Karınızın adı ne?
- Karınızın ismi nedir?
- Karının ismi nedir?
Anneni görmek istiyorum.
Kartını az önce aldım.
çünkü umursayıp umursamadığınızı anlayabilirler
İlaçlar hayatınızı mahvedebilir.
Video kamerana bir bakayım.
O senin güvenliğin hakkında endişeleniyor.
Tom arabanı ödünç almak istiyorum.
Güzel kartpostalın için teşekkürler.
Senin hikayene inanmak zor.
Polis bana senin resmini gösterdi.
Hikayeni dinlemek istiyorum.
Belki hafızanı tazeleyecek.
Yardımını gerçekten takdir ediyorum.
Fırçanı ödünç alabilir miyim?
Makul olacağını umuyordum.
Arabanı yıkamam.
Bana yarın için arabanı ödünç ver.
Aşçılığından nefret ediyorum.
Ben anneni görmek istiyorum.
Onlar senin hikayene inandılar.
Onlar şakanı anlamadı.
Bebeğini tutabilir miyim?
Gömleğini senin için ütülüyeyim.
Arabanı ödünç alabilir miyim?
Nezaketini her zaman hatırlayacağım.
Köyüne geri gitmek istedim.
Bugün senin tenis raketini ödünç alabilir miyim?
Tom'a senin kitabını göstermek istedim.
Hiç kimse senin hikayeni almayacak.
Benim kameram seninkinden farklıdır.
Anneni dinle!
Çantanı alayım, Tom.
Onlara senin kitabını göstermek istedim.
Ben senin oyuncağını ödünç alabilir miyim?
Arabanı kullanabilir miyim, baba?
- Kız kardeşini görmek istiyorum.
- Senin kız kardeşini görmek isterim.
Yeni şapkana tam anlamıyla bayılıyorum.
Çantanı taşıyayım mı?
Ateşini tekrar ölçmeliyim.
Kitabın mı çalındı?! Nerede ve ne zaman?
Ben senin kız kardeşini arıyorum. O nerede?
Ben senin masa örtüne kahve döktüm.
Arabanı tanıdığımı sanıyordum.
Defterini görebilir miyim?
- Kitabını okudum.
- Kitabını okuyorum.
- Kitabını okurum.
- Senin kitabını okudum.
Hayatını kurtardım.
Kızını seviyorum.
Çok fazla içmek hayatınızı bir harabe yapacaktır.
Partinize gelmek istiyorum.
Çok teşekkür ederim. Yardımına minnettarım.
"Karınızın adı nedir?" "Evli değilim."
Partini mahvettiğim için üzgünüm.
- Ben bir gün ülkenize geleceğim.
- Bir gün ülkene geleceğim.
Babam, senin anneni çok iyi tanır.
Senin eski kitap koleksiyonunu görebilir miyim?
Bir kitap açın ve ruhunuz açılacaktır.
İyiliğin için sana derinden minnettarım.
Arabanızı burada park etmeniz yasal değil.
Bütün iyiliğin için çok teşekkür ederim.
Benim yeni arabana hayran olmamam elimde değil.
Düğününe gitmeye niyetim yok.
Ben sadakatine güvenebilir miyim?