Examples of using "глубину" in a sentence and their turkish translations:
Nehrin derinliğini ölçtük.
Biz nehrin derinliğini ölçüyoruz.
Büyük balık derinleri sever.
Bu etiket yer ve derinliği ölçüyor
Vay canına, burası dağın yan tarafında bulunan devasa bir mağara.
çünkü Marmara Denizi okyanusal derinliğe sahip
Suyun derinliğini asla iki ayakla kontrol etmeyin.
Hiç kimse iki ayakla bir nehrin derinliğini test ölçemez.
Denizaltı 300 metreye kadar dalabilir.
Bu deniz altı bir mil derinlikten fazla fazlasına dalış yapabilir.
O ailesi için sevgisinin derinliğini gösteriyor.