Examples of using "высоте" in a sentence and their turkish translations:
Bugün harikaydın.
aynı tonda buluşuyorlar.
- Kendini kaldırılmış hissetti.
- Kız ona nankörlük ettiğini hissetti.
Uçak alçak seviyede uçuyordu.
Her iki uçak da aynı irtifada uçuyordu.
gemilerin aşamayacağı yükseklikte
Şu anda deniz seviyesinden ne kadar yüksektesin?
Tabii ki Eyfel Kulesi'nin uzunluğunda mutabık kalmak;
Hava bu yükseklikte çok aldatıcı olabilir.
Deniz seviyesinin ne kadar üstündeyiz?
Kasaba deniz seviyesinden 1500 metre yüksekte yer alıyor.
Bu şehir, deniz seviyesinden 1.600 metre yukarıdadır.
Her nedense onların Fransa'daki tatili beklentileri karşılamadı.