Examples of using "бизнес" in a sentence and their turkish translations:
İş iştir.
Ya işletmeler?
İş hızla artıyor.
İş canlanıyordu.
İş nasıl?
İş bir başarısızlıktı.
Bu iştir.
bir iş merkezinde bir iş hanında daha doğrusu
İşi hızlıca büyüyor.
Yeni işletme anlayışında
İşimiz genişliyor.
- Benim iş başarılı.
- İşim iyi gidiyor.
Bir iş kurmayı düşünüyorum.
Bir iş planın var mı?
Yeni işletme anlayışında,
Yeni işletme anlayışında,
Gel bu işe girelim
İş gelişiyor.
Benim bir internet işim var.
Tom aile şirketini miras olarak aldı.
Biz business class'ta uçtuk.
Mary sıradışı bir iş kadınıdır.
Tom bir işe başlamaya karar verdi.
Bu işe nasıl girdin?
ama işten nefret ediyordum.
Şirketlerin var olmasının sebebi de bu.
Sonra da düşünüyoruz, "Hım, muzlar."
Bu tür şeyleri araştırmak benim işim.
Biz çok iyi iş yaparız.
İşiniz iyi gidiyor, duyuyorum.
"Herhangi bir vergi artışı işleri katleder."
Babasından işi miras aldı.
Tom'la birlikte iş aldım.
Ben iş stratejisi ile ilgilenmek istiyorum.
O iş bir altın madeniydi.
İşletmecilik ve girişimcilik öğrenerek
Amerikan teknoloji endüstrisinin bir ürünüyüm.
arkasından İstanbul Üniversitesi işletme bölümünden mezun oluyor
O, işini oğluna devretmeye karar verdi.
O işini çok iyi yönetir.
Yuriko mobilya işine geçmeyi tasarlıyor.
Asla işle eğlenceyi karıştırma.
İşi zevkle karıştırmam.
Bu kadınlardan bazıları küçük şirketler açtı,
Hâkim iş düşüncesine göre “para için.”
İşini kişisel işlerin ile karıştırmaman gerekir.
Kendi işini çalıştırmak ister misin?
Bu işe para yatıracağım.
Tom business class için ücretsiz bir yükseltme aldı.
Sami ve Layla'nın iş görüşmesi vardı.
bazı klasik işletme yetileriyle bu süreci yeniden düzenlemek istedim.
Sonrasında iş dünyasına girdim ve bir hayırsever oldum.
Ya da böyle şey abi iş sezonluk
Telefon yazılım işine de girdi Google
Eğer bazı bağlantılar koparsa ve bir işletme çalışanlarını işten çıkarırsa,
Şu andaki kitap şöyle diyor: Şirketler siyasete bulaşmamalı.
Tom işini satmaya ve emekli olmaya karar verdi.
İşini sattı ve emekli oldu.
- İşine başlamayı planlıyor.
- İşini kurmayı planlıyor.
Gelecekte babamın işini devralmak zorunda kalacağım.
"Tom'un yeni işinin başarılı olacağını düşünüyor musun?" "Bunu söylemek için çok erken."
Tom Mary'nin işini nasıl işlettiğini ona söylemesini istemedi.
Savaş bir iştir. Barış olmaması hiç de şaşırtıcı değil.
Tom kendi işine başlamak istedi.
İşyerlerinin, Project '87'den faydalanabileceği üç nokta var:
Tom'un şehirde işi vardı.
Tom yeni bir iş kurmasına yardım etmem için Boston'a gelmemi istiyor.
gelelim Ekrem İmamoğlu meselesine. Ekrem İmamoğlu'da İstanbul Üniversitesi İşletme mezunu
Tom o adamın kızıyla adamın işini miras alacağı vaadi ile evlenmeyi kabul etti.
İş idaresi hakkında bir şey bilmiyorum.
Senin bu iş planı neredeyse çok iyimser görünüyor. Bütün söyleyebileceğim onun bir boş hayalden daha fazlası olduğunu ummamdır.