Examples of using "Шансов" in a sentence and their turkish translations:
Hiç şansın yok.
Bir olasılık yok.
Çok az kazanma şansımız var.
Şansımız yok.
Kazanma şansı yok.
Başarı için biraz şans var.
Hiç şansı yok.
Olasılık olmadığından emin misin?
Kazanma şansımız yok.
Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az,
Onun iyileşme sansı yok.
Bunu işletecek hiçbir yol yoktur.
Bana Tom'un bir şansının olmadığını mı söylüyorsun?
- Onun iyileşme şansı yok.
- Onun hiç iyileşme şansı yok.
"Benim bir şansım yok." "Evet, senin var!"
Tom'un başarma şansı yok.
Tek başıma daha iyi bir şansım var.
Tembel insanların başarı şansı yoktur.
Olanaksız.
Tom'un yarışı kazanma şansı yok.
Tom'un kazanma şansı yok.
Onun az miktarda kazanma şansı vardır.
Kazanma şansımız yoktu.
- Onun kalbini feth etme şansı yok.
- Onun kalbini kazanma şansı yok.
Onun kalbini kazanma fırsatı olmayacak.
Bu planın çok az başarı şansı vardı.
Onu bu şekilde çıkartabilirim. Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az
Mazeretler arayanın başarı için herhangi bir şansı yoktur.
Tom yarışı kazanmak için hiç şansı olmadığını hissetti.
Tom kazanma şansı olmadığını biliyor.
Otoriteler Yıldızspor'a bu maç fazla şans tanımıyor.
Acıkmaya başladım, peki yiyecek yakalamamızın en iyi yolu nedir?
Müvekkilimin bu ortamda şansı olmayacağını biliyordum.
Bizim hiç kazanma şansımız yok.
Onun rakibine karşı bir şansı yok.
Bazı Müslüman çoğunluklu ülkelerde kızların yüksek eğitim alması oğlanlardan daha az olasıdır.