Examples of using "Sombra" in a sentence and their turkish translations:
Gölgede durun.
Gölgesız ışık yoktur.
Arabayı gölgede park et.
Hayat bir gölgedir.
Eski bir ağaç gölge sağlar.
Gölgede yürümelisin.
Onlar kestane ağaçlarının gölgesinde oturuyorlar.
ortaokulda öğretmeninin gözünü morartıyor
O kendi gölgesinden korkar.
Tom kendi gölgesinden korkuyor.
O kendi gölgesinden korkuyor.
Gölgenizi suyun yüzeyinden uzak tutmak için dikkat etmelisiniz.
Yaşlı bir adam ağacın gölgesinde dinleniyordu.
Tom'un arkasından karanlık bir gölge geçti.
Bir ağacın gölgesinde oturdular.
Bu onları serin tutacaktır. Hem gölgedeler hem de çamurda.
Ya da şu büyük kayalıkların altında kendimize gölge bir yer arayabilir
Güneşten dolayı oluşan gölgeyi görüyor musunuz?
Gölgenin ucuna... ...ufak bir taş koyup
Bir şüphe gölgesi ötesinde, bu en iyisidir.
Tamam, bunu bırakıp bir gölge bulalım.
Şimdi bir şüphe gölgesi onun yüzünü kapladı.
İyi bir ağaca yaklaşan kendini iyi bir gölgede bulur.
Yapmak istediğimiz şey gölgelik bir yer bulup onları güneşten saklamak.
Kıvırcık tarantulanın sekiz ufak gözünün pek ışık algıladığı söylenemez.
Filler gündüzleri vakitlerinin çoğunu gölgede beslenerek geçirir.
Bakın, şu çıkıntı yapan kayalığın altına sığınabiliriz. İhtiyacınız olan bu, sadece güneşten kaçıp gölgeye girmek.