Examples of using "Sobrou" in a sentence and their turkish translations:
Hiç kalan sıcak su var mı?
Çok şarap kalmadı.
Bir şişe şarap kalmıştı.
- Buzdolabında hiçbir şey kalmadı.
- Buzdolabında hiçbir şey kalmamıştı.
Sadece biraz süt kaldı.
Paranın geriye kalanını harcayın.
Şişede biraz süt kaldı.
El arabası sisteminden geriye kalan tek şey bu.