Examples of using "Prejudicar" in a sentence and their turkish translations:
doğasına zarar vermemek
bazı ülkeler ise bırakın zarar vermeyi
Zarar vermek yardım etmekten daha kolaydır.
Fırtına bitkilere zarar verecek.
Seni incitmek istemiyorum.
Konsantre asetik asit solumak akciğerlerinize zarar verebilir.
güneşten gelen zararlı ışınları hey yıl %10 daha az süzüyor
sadece istediğim İslami değerlere zarar verilmeden buranın cami yapılması
O evinde gereksiz yere yaktığın lamba var ya işte o bile senin devletine zarar.
Bir sebebe zarar vermenin en haince yolu kasten yanlış görüşleri savunmaktan oluşur.
Senin kalbini kırmak istemiyorum.